Felsefe
dana zohar
MANTIK
Dogar , büyür, bir süre yasar ve ölürüz... Düsünen yaratik olarak bu basit bilgi bize yetmedigi, acitici geldigi zaman masal uydururuz.
Bilgi mantik sablonumuzu olusturur. Eksik bilgi ve ölcüler, mantigimiz dogru bile olsa yanlis sonuclara varmamiza neden olur. Dünyanin yapisini ve fay hatlarini bilmeyen atalarimizin depremi, kocaman bir öküzün basinda tasidigi dünyayi bir boynuzundan digerine gecirirken sallanmasi seklinde aciklamasi gibi...
Mantigi bir daire seklinde düsünün. Bilgi noktalarinin birlesmesinden bir daire olusturabilirsek mantik kurabiliriz. Ama dairenin bir kismi eksik ise ve biz buna ragmen mantik olusturmak istiyorsak, o eksik kismi hayallerimizle, yaratici senaryolarimizla yamayarak tamamlamaya calisiriz. Günümüzde de insanlar " Sonsuzluk nedir, öleceksem neden dogdum" gibi sorularin cevabi bilgi dagarciginda henüz yer almadigi icin, bu tür sorulara metafizik/din/ felsefe gibi yollarla cevap vermeye devam eder. Ancak bu yamali mantik bicimi hicbir zaman gercege hizmet etmez.
Turkuaz
***
DANA ZOHAR
Bilimsel metafiziksel alanda avangard dusunurlerden biri de, Kuantum Benlik
kitabinin da yazari olan fizikci Dana Zohar'dir.Zohar, inancli bir sekilde,
tutucu bilimsel arastirmanin bir kisiye kacinilmaz olarak verdigi kendine guven
ile profesyonel bilgisini kullanarak, bazilarimizin yillardan beri ogrendigi
seyleri anlatmaktadir.Bu kitap, Oxford Union da , 1990 yilinin ocak ayinda
tanitildigi gun, toplantida, seckin fizikciler, psikiyatristler, filozoflar ve
ayrica iki dini lider bulunuyordu.Bu kadar seckin dusunurlerin huzurunda Zohar,
acaba ne soylemek istiyordu?
Teori kisaca suydu:Suur, bir kuantum fiziksel sistemdir.Butun yasayan varliklari
digerleriyle surekli bir etkilesim icinde tutar, yani doga , tarih ve tanri ile
irtibati da buradan gelir.Zohar herkesi, fiziksel olarak diger herkesin ve
herseyin bir parcasi olarak gorur.Bizlerin, ruhsal baglamda dusundugumuz dalga
yanimiz ve fiziksel olarak niteledigimiz parcacik yanimiz gercekte
birdir.Dolayisiyla bizler gercekte hicbir zaman olmeyiz cunku bizlerin bir
parcasi, diger insanlarin kuantum suurunda kalir.Bu Jung'un kollektif suur disi
teorisinin ipnotik regrasyondan( geri donme) toplanan bilgilerin ve diger
bilimsel olarak supheli psi sekillerinin isiginda bir anlam ifade
eder.Zohar'in teorisi; cevrecilerin, dogaya butunsel yaklasmaya yonelik
cagrilarina bir yanit olarak gorulebilir.Bu ayni zamanda ruh-madde ikiliginden
kacistir.Bu ikilik, yunanli filozoflarin animizmi ve diger eski inanclari
rasyonellestirmeyi secmelerinden itibaren bati dusuncesini
etkilemistir.Bizlerden bir cogu
gibi Zohar'inda inandigi, butun hayvanlarin ve bitkilerin ruhlari
oldugudur.Kuantum fizigi ise psise, oz veya ruh olarak adlandirilmis olan ve her
ikisinde de bulunan suur, kisilik ve motive edici faktorun aciklanmasi icin
eksik olan ipucunu vermektedir.Kuantum sistemler, zaman ve uzayi fethederler
cunku parcaciklar, sebebi anlasilmayan bir baglanti olmadan da uzun mesafelere
ragmen etkilesirler ve maddenin kuantum dalgalari, en sonunda buyuk kumeleri
olusturacak sekilde cokene kadar, sonsuz olasiliklar cesitliligi
icerirler(Belirsizlik Prensibi).Ayni sekilde, psise veya ruh olarak
adlandirdigimiz suur, zaman zaman, bedenlerimiz olarak adlandirdigimiz madde
parcaciklari seklinde cokerek, benzer sekilde hareket ediyor
gorunebilir.Schrodinger'in kedisi paradoksuna gore;varolus veya varolmayis,
hayat ve olum birbirlerini orterler ve ancak gozlendikleri taktirde belirgin bir
realiteyi ustlenirler.Zohar'in ileri surdugu gibi, Gozlem ve olcumleme aninda,
hem dalga hem de parcacik olup,
daha once gozlemlenmis elektronlar;dalga veya parcacik olurlar.
Gozlemden once, bir parcacigin ozellikleri belirsizdir veya ayni anda
pozisyonlar yada olusan bir menzil icinde dalgalanirlar.Bu dalgalanisa bazen
"Bulaniklik" denir ve bazi otoritelerin dusundugune gore, evren belki de
gercekte bulanik olabilir.Fizikci Dr.Evan Harris Walker tarafindan verilen, bir
evin kapi esiginde bir ayagi iceride, bir ayagi disarida bulunur bir sekilde
duran bir kisiye benzetmesine deginirler:bu kisi ayni anda, kapinin hem icinde
hem disindadir.Bedene ve psiseye uygulandiginda, bu prensip;bireyi, herhangi
veya cok sayida hayatta, varolan gelen bir butun olarak ele alir.Cunku her
enkarnasyon, bulanik dalga ozelligi ile birlikte tum ozu kapsayan o gozlenebilen
parcacigin, belki de o kadar rastgele olmayan duzenlemelerinin
sonucudur.Dolayisiyla beden ve ruhu/psiseyi, birbirinden tamamen ayri iki varlik
olarak gormek yanlistir.Cunku gercekte bunlar tek birimdir;bazi parcalari dis
zamanin bulanik dunyasinda fonksiyon gosterir, digerleri ise belirgin,
gozlenebilen ic
zamanda ortaya cikarlar.Bu cesit mantik yurutme, ayni zamanda psikoterapi veya
danisma esnasinda yuzeye cikan kisiliklerimizin cogu degisik yonlerini;gercek
disi fantezi sinirlarina tutunma egilimi gosteren dis zaman tecrubelerini ve
gercek dunya anlaminda daha rasyonel gorunen ic zaman benligini aciklar.Sag
beyin yarim kuresinin;suurlu benliklerimiz ve dis zaman arasinda bir baglanti
olusturdugu;sol beyinlerimizin, mevcut realitemizin daha az soyut olan ve daha
fazla belirgin yanlariyla basa cikmak icin duzenlenmis oldugu soylenmektedir.Bu
belki de boyledir fakat eger sag yari kure bilgilerini, bulanik ve dalga
kuantumu(psise) ozelliginden alirsa;o zaman, iki yarimkure arasinda gecen
mesajlar, her ikisinin kombinasyonu ile birlikte cozumlenir, kategorize edilir
ve uygun referans deneyimlerine donusturulur.Bu noktada dusunulecek ucuncu
faktor, bireyin ruhsal olgunlugudur.Bu, eger kuantum anlaminda yorumlanirsa, o
bireye ozgu, kuantum parcacigi/dalgasi tarafindan gerceklestirilmis
donusumler ve degisiklikler sayisina esittir.
Eger bedensel evrime paralel isleyen, ruhsal olgunluk olusumuna dayanan mistik
ogretilere dikkat etmek gerekirse, sunu ileri surebiliriz ki, bazi parcaciklar
digerlerine gore evrenin daha fazlasini gormuslerdir.Halbuki boyle
spekulasyonlar tamamen felsefi olduklarindan ve dolayisiyla deneysel ve teorik
dayanaktan yoksun bulunduklarindan, sonucta bizim inanmayi sectiklerimiz, neyin
sonlu ve sonsuz olduguna dair bireysel yorumlarimizla karara baglanacaktir.
Zohar ve Marshall, suurun bir kuantum-fiziksel sistem oldugunu ilk belirtenlerin
kendileri olduklarini iddia ederler.Obur yandan, suur ve kuantum olusumlari
arasindaki benzerligin fizikci David Bohm ve Fritjof Capra tarafindan da
gozlendigini kabul ederler.
Ortalama bir insanin kuantum dunyasini anlamasiyla ilgili olarak, belki de
kuantum sicrayisini beklememiz gerekmektedir..Bu sicrayis bize;bunun gibi ve
daha seyyal ama bizlerin ne oldugu, su anda uzay-zaman bolgesi olarak
adlandirdigimiz yerde ne yaptigimiz turunden bir o kadar aydinlatici gercekler
hakkinda, insan suurlarini acacak kilidi sunacaktir...
***
basa dön
|