H e r    k a d ın    l e z b i y e n d i r.     A m a    b a z ıl a r ı    h e n ü z    f a r k e t m e m i ş t i r .
Ana Sayfa
 Feminizm
 Lezbiyen Feminizm
 Kadın Olmak
 Erkek Kültürü
 Lezbiyen Tarihi
 Şair Kadınlar
 Osmanlı'da Lezbiyen
 Politika
 Haberler
 Kadına Tecavüz
 Kültür - Sanat
 Kitap
 Felsefe
 Kadın Filozoflar
 Kadın Sağlığı
 Biz Kimiz
 Site içi arama

Arşiv

 

Cigdem KÜPCÜ 

 

http://arsiv.hurriyetim.com.tr/kelebek/turk/99/01/31/kelhab/01kel.htm

 

Erkeksiz üreme

 

 

 

TEMPO Dergisi, bu haftaki sayisinda dunya gundeminden Turkiye'ye sicrayan, kadinlarin cekirdek transferi yontemiyle cocuk sahibi olmalari konusunu tartismaya acti.

 

Inanmasi zor." Olur mu oyle sey canim?" demeyin. Bilim bu; bazen sasirtir, bazen sevindirir, bazen de urkutebilir. Hele soz konusu olan genetik muhendisligiyse..

 

Canlilarin kopyalanmasini tartisirken, bilmem kac adim otesine geciverdik birden. Cekirdek transferi adini alan bu yontem, kisaca sunu soyluyor kulagimiza;

 

Ey kadinlar! Cocuk sahibi olmaniz icin yumurtalarinizin sperm tarafindan dollenmesine gerek kalmayacak. Duyurulur.

 

Amerikan Massachusetts Teknoloji Enstitusu'nden Dr. Rudelf Jaenisch baskanliginda calismalarini surduren bilimadamlari, bu yontemde yumurtanin baska bir yumurtayla dollenerek rahme yerlestirilebilecegini ifade ediyor. ABD'li bilimcalýsanlarindan olusan bu grup arastirmalarinda hayli mesafe kaydetmis.

 

Bir iki yil icerisinde de sonuclanacagini iddia ediyorlar. Iddialarina bir parantez daha acalim: Hucre cekirdeginin fizyon islemine tabii tutulmasi ile bu sonuca varabilecekleri de soyledikleri baska bir sey.

 

Iyi, ama varsayalim genetik muhendisleri kadinlarin erkeksiz uremesini saglamayi basardi. N'olacak? Bu buyuk bir bulus olabilir ama tip toplumbilimden ayri dusunulmemeli. Ingiliz basini, kadinlardan olusan Amazon toplumuna yol gorunecegini yaziyor. Belki de kim bilir? Ya erkekler...

 

Turkiye gundemine bu haber hakkinda baslattigimiz tartismayi sunuyoruz. Bircok kisiden beklemedigimiz, sasirtici cevaplar aldigimiz bu tartismaya siz de katilin.

 

 

 

UZMAN GÖRÜSÜ

 

Gelecekte boyle bir durumla karsilasabiliriz, iyi de olur. Kendi anne babalarini secemedigi icin mutsuz bir yasam surduren bircok insan var. Ozellikle Almanya ve Fransa agirlikli olarak kadinlar babasini tanimadan cocuk sahibi olabiliyor. Bazen de ABD, Ingiltere agirlikli olarak babayi tanimak istemeden cocuk sahibi olabiliyor.

 

Cocuklar babalarini tanimadan buyuyebiliyor. Anne ikinci bir kisiyle evlenerek aile yasantisina girebiliyor. Ama boyle cocuklar kendilerini diger cocuklardan farkli gorebiliyor.

 

Annenin cocuk sahibi olma istegi, hele de erkek spermine ihtiyac duymadan aslinda bencilce bir secim. Ama diger yandan belli noktalarda da iyi bir secim. Bazi insanlar evliligi yurutebilecek insanlar degil. Bunlarin da cocuk sahibi olmak icin illa ki evlenmeleri gerekmiyor.

 

Bu yontemle cocuk sahibi olmanin en cok lezbiyenler icin iyi olacagi fikri dogru. Lezbiyenlik normal bir durumdur. ABD'de ders kitaplarinda lezbiyenligin de bir aile bicimi oldugu anlatiliyor.

 

Kadinlar erkek spermine ihtiyac duymadan cocuk sahibi olmaya talep gosterirse tabii ki erkekler kendilerini kotu hisseder. Erkeklerin birincil kisi olma daha cok soz sahibi olma gibi ozellikleri oldugundan onlar bu duruma kizacak bu saglikli degil diyecektir. Bugun evli ciftler arasinda yapilan kavgalarda erkeklerin kadinlara en cok tekrarladigi cumlelerden biri de "Ben olmasaydim cocuk sahibi olamazdin." Dolayisiyla cekirdek transferi denen bu yontemin kesinlesmesi ve yayginlasmasi erkeklerin saldirganlasmasina neden olabilir.

 

NASIL OLACAK?

 

Cekirdek transferiyle erkeklerin dogadaki en buyuk islevi olan sperm uretimine ihtiyac kalmayacak ve sadece yumurta kullanilarak embriyo gelistirilebilecek.

 

Dogadaki bazi amip turlerinin ve surungenlerin basardigi tek eseyli uremeyi memeliler icin de gerceklestirmeyi amaclayan Dr. Jaenisch once bunu engelleyen kimyasal kilitleri acan yeni bir teknik gelistirmeyi planliyor.

 

En fazla iki yil icinde sonuclanmasi beklenirken, hucre cekirdeginin fuzyon islemine tabi tutulmasi ile bu basarilabilecek.

 

Parthenogenesis denilen bu surec icin once bir yumurta alinarak laboratuvarda bazi genetik islemlerden geciriliyor.

 

Yumurtadan alinan DNA daha sonra fuzyon yoluyla baska bir yumurtanin cekirdegine transfer ediliyor. Boylelikle ikinci yumurta dolenmis oluyor.

 

Sonucta sperm tarafindan degil de baska bir yumurtayla dollenen ikinci yumurta ana rahmine yerlestirilerek embriyo meydana getiriliyor.

 

Bu islem ayni kisinin yumurtalariyla yapildigi gibi farkli bireylere ait iki yumurta ile de yapilabilecek.

 

 

 

SPERMSIZ UREME

 

Dollenme

 

Normal uremede dogal yoldan olusan embriyo hem anne yumurtasindan hem de babanin sperminden genetik kod aliyor. Bu teknikte ise kodlar ayni cinsten alinabilecek ve boylelikle sperme gerek kalmayacak.

 

Kimyasal kilitler

 

Ayni cinslerin uremesinin onundeki en buyuk engelin bazi genlerin calismasini durduran kimyasal kilitler oldugu saptandi. Bu kilitlerin acilmasiyla karsi cinsin koduna ihtiyac olmadan ureme gerceklesebilecek.

 

 

 

 

 

Tek eseyli ureme

 

Bir grup Amerikali bilimadami soz konusu kimyasal kilitleri acmaya calisiyor. Boylece iki ayri yumurtadan gelen genetik kodlar calismaya baslayacak ve embriyo olusacak.

 

Insan tarafindan yaratilan fare

 

Amerikali bilim adamlari arastirmalarinda her iki kromozom setini de disi yumurtasindan alan ve ureme surecinde sperme yer olmayan fare embriyosu meydana getirerek spermsiz ureme projesini gerceklestirmeyi hedefliyorlar.

 

 

 

GULRIZ SURURI (Tiyatro sanatcisi)

 

Lezbiyenler icin

 

Cocuk iki karsi cinsin urunu olarak dunyaya geldigine gore bunun askla beslenmesi gerektigine inaniyorum. Ben boyle bir metodu dusunmezdim. Dogalini tercih ederdim. Varsayalim muthis bir olanaksiz durum oldu. Dunyada erkek yok veya isini kaybetmis ve hayatina erkek sokmak istemeyen bir kadin icin gecerli olabilir. Bu kesfin esasinda lezbiyenler icin yararli oldugunu dusunuyorum.

 

MEHMET ALI ERBIL (Oyuncu-sunucu)

 

Asagilanmis hissetmem’

 

Gelisen bilime ayak uydurabilmek cok zor. Belirli bir kesim sozkonusu yonteme basvurabilir... Isteyen teknik imkanlari kullanarak cocuk sahibi olabilir. Ben bir erkek olarak spermsiz uremenin gundeme gelmesi karsisinda kendimi ne asagilanmis hissederim ne de kompleks yaparim.

 

Bedri Baykam (Ressam)

 

Radikale isyan

 

Daha dun baba olmus biri icin bu habere sicak bakmam.... Ama bu doganin akisina radikal bir karsi gelis. Benim karsi cikisim maneviyatla ilgili.. Insani alanda yayilmasini arzu etmiyorum. Kadinlarin erkeksiz uremesini saglayan cekirdek transferi yonteminin bir talep patlamasi yaratacagini zannetmiyorum. Bir yandan da bundan 500 sene sonra hangi galakside hangi yildizda bu sekilde uremis kac milyon kadinin yasayacagini bilemiyorum.

 

 

 

HALUK BILGINER (Oyuncu)

 

Rahim kompleksi

 

Zaten erkekler dunyanin basina beladan baska bir sey getirmemistir. Dogurgan olan kadinlardir. Freud'un tam tersine, erkeklerde rahim kompleksi olduguna inaniyorum. Erkekler dogurgan olamadiklari icin birbirlerini oldururler. Su rahim kompleksimizden bir kurtulsak eminim dunya cok guzel bir ser olacak. Maco bir toplum oldugumuz icin bircok Turk erkegi bu yonteme karsi cikacaktir. Aslinda bu kadin icin cok buyuk bir sans. Ama erkeklesmemis kadinlar icin bir sans.

 

AYTEN GOKCER (Devlet sanatcisi)

 

Kimileri sansli

 

Tabiat disindaki hicbir seyi dogru bulmuyorum. Suni olaylar karsisinda butun bir insanlik olarak fatura oderiz. Bu cag hizli ilerliyor ama genetik yollarla insanlardan gecen hastaliklar da var. Kadinlarin erkeksiz uremesi tabiata aykiri. Kadin bir koca ya da iliski istemiyorsa ama ille de bir cocuk sahibi olma niyetindeyse kimsesiz kalmis cocuklar var.

 

NILGUN BELGUN (Tiyatro sanatcisi)

 

Erkekler kurtulur

 

Cocuk buyudugunde gorecek ki onun babasi yok. Kendini yalniz hissedecek ve bu psikolojik sorunlar yaratacak. Erkekler acisindan sorarsaniz... Onlar egoist varliklar.

 

 

 

ESRA CUNDUBEYOGLU

 

(Spiker, eski Turkiye guzeli)

 

Biz egemen olalim

 

Baba kavraminin ortadan kalkmasi ve sorumlulugun tek kisinin ustune kalmasi demek bu. Paylasim yok yani. Spermsiz uremenin dogru olacagini dusunmuyorum. Tabii ki bilimin tekniklerin gelismesi iyi ama bu durum biraz farkli. Bir yandan da bakinca, dunyanin simdinin aksine kadin egemen bir hal alacagi geliyor aklima. Adamlar hicbir ise yaramayacak artik. Erkekler icin kotu tabii bu haber. Biraz da biz egemen olalim bakalim ne olacak? Bilim ilerledikce erkeklerin foyalari, hicbir ise yaramadiklari ortaya cikacak. Bu isin sakasi tabii..

 

 

 

Asagidaki  paragrafta daha farkli gorus var.

 

Buyuk kaos

 

Insanlar arasinda buyuk bir kaos yasanabilir. Doganin kanunlariyla oynamak anlamina gelmek gibi, Allahin kanunlariyla da oynamak olur. Kadinin yaratilis sebebi bellidir. Kadinin yaratilis temelini ortadan kaldirmak, insanlar arasinda ikilem yasanmasi anlamina gelir. Kadinin erkege, erkegin kadina ihtiyaci vardir. Boyle bir calismanin onune gecilmeli. Kadinlar cocuk sahibi olmak icin erkek spermi kullanmamayi secerse, bu gercekten bir tehlikeye isarettir. Sanki 3. nesil ortaya cikacak gibi olur.

 

 

 

Bu son paragrafin kime ait oldugunu anlamadik ama bunun onemi yok. Cunku, kadinin yaradilis sebebinin “erkeklere cinsel hizmet ve dogurmak” oldugu  erkekler arasinda cok yaygin bir inanistir. Bu paragraf hakkinda yorum yapmayi size birakalim ve kendi dusuncemizi yazalim biz: 

 

 

 

FEMINASOCEAN'IN GORUSU

 

Kadin kadina ureme yayginlastiginda, erkegin dunyanin hakimi oldugu yonundeki gorus degisecek,  dunyadaki erkek siddeti, teror ve savaslar kacinilmaz olarak azalmalar baslayacaktir. Hemen kesilecek degil azalacak dememizin nedeni, genlerinde hastalikli kod tasiyan erkekler ve toplumsal olarak onlardan etkilenip erkek egemenligini icsellestirmis,  dusunce tarzini  benimsemis bazi kadinlarin yeni sartlari kabul etmesi zaman alacaktir. Daha sonrasinda gercek insani degerler yeryuzunu kaplayacak... Dogan bebekler tek ya da iki anne tarafindan olusturulmus kiz bebekler olsa da, isteyen kadin degisiklik olsun diye oglan bebek de edinebilecek, sonsuza kadar durabilecek asi bankalarindan hucre alabilecek ve oglan cocuk dunyaya getirebilecek. Tabii bunun gerceklestirilmesi icin,  ilerde erkek olacak o oglan bebegin, genetik kodlarindaki vahsilik, siddet gibi hastaliklarin teknolojik olarak duzeltilebilecegi bilimsel bir duzeye gelinecegi zaman  beklenecek.

 

Dunya uzerinde baris ve huzur ortaminin yaratilmasi icin kadinlar arasi dollenme olmasi gerekliligi bir gercektir  ama su anki erkek zihniyetinin bunu onlemek, onleyemese bile  asirlar sonrasina ertelemek icin elinden geleni ardina koymayacagi da bir gercektir.

 

17.10.2004

 

Bizden Size

 

Ayağında pantolon,

Elinde binlik şişe

Erkeklik bu değil kızım

Erkeksen ayakta işe!

 

Uzun yıllar devlet adamlığı yapmış  İ.Sabri Çağlayangil, kadınlara güvensizliği ve öfkesiyle bilinirmiş. Bir gün erkek tarihine geçen sözü söylemiş. “Pantolon giymek marifet değil, erkeksen ayakta işe”.  Bu sözü Çağlayangil ne zaman, kime karşı söyledi? Ne zaman duvar yazısı oldu da  tuvalet kapılarına yazılmaya başlandı, bilmiyoruz. Ama o günden beri her yerde kadınların karşısına çıkar, “sen erkek değilsin, hadddini bil ! ” mesajı verir durur. Tıpkı diğer sayısız ata sözleri gibi: “ Ey kaşık düşmanı!  Senin saçın uzun, aklın kısadır; sakın elinin hamuruyla erkek işine karışma!”

 

Eskilerde kaldı, tarih oldu derken bir erkek yazarımız   üç hafta önce yazdığı bir yazıda bunu silah yapıp bizi vurmaya kalktı, iyi de etti. Aslında Engin Ardıç bilmiyor ama biz onu severiz. Onu da, Levent Oran’ı da ( “Kaşınan kadını döveceksin” dediği için  meşhur olan bir adam )  severiz. Onlar takiyyeci toplumun gerçek yüzünü gösterenlerdir.

 

Gazetemizi bu hafta ağırlıklı olarak bu konuya ayırdık.

 

 

Haber Sayfası: Magic Cone diye bir şey duydunuz mu?

Feminizm Sayfası: Ya Kız Gücü  nedir? Girl Power desek, Baharat Kızlar desek?

Kadın Olmak Sayfası : Feminist Eşittir lezbiyen Değildir!

Erkek Kültürü Sayfası: Geçenlerde bir habere rastladık. Bu haberin bizi ilgilendiren yanı, kadınları durmadan aşağılayan erkek zihniyetinin sorununun aslında kendisiyle zoru olduğuna delil olmasıydı:“Türk Erkekleri Yetersizmiş"

 

Bu haberi okuduktan sonra, bunun ışığında diğer  haberlerimize geçebilirsiniz.

 

Üç hafta önce yazdığı yazı kadınları ilgilendirdiği için Engin Ardıç kadınlardan tepki aldı ama asıl lezbiyen kadınlara çatıyordu. Lezbiyenlerle ilgi bir yazıya cevap vermek, dünyadaki tek türkçe lezbiyen gazetesi olarak boynumuzun borcudur elbette. ( Bu konudan haberdar edip,  itekleye itekleye bizi  kış uykusundan uyandıran okuyucularımıza teşekkür ederiz. )

 

Turkuaz’ın Engin Ardıç'a "erkek erkeğe" neler sorduğunu biliyor musunuz?

Kırmızı’nın  nasıl kızdığını okumak ister misiniz?

Mavi de etkilenmiş, anormalliği incelerken, işemedeki normalliğe takılmış!

 

Mizah sayfası: Yarisi kadin olan bu ülkenin en büyük gazetesi Hürriyet Gazetesi kadın erkek eşitliğine nasıl bakar?

 

Politika sayfası: Kadın Milletvekilimiz Gönül Saray’ın Engin Ardıç’a bir internet sitesinden cevabı.

 

Sanat sayfası: Furia diye bir acı film, izlediniz mi?

 

Hikaye sayfası: Körler Ülkesinde Tek Gözlü Olmak hikayesini bütün heteroseksüellere ithaf ediyoruz.

 

Dikkat ederseniz e-mail adresimizin  zaman zaman değiştiğini farkedeceksiniz. Tahmin edersiniz ki pek çok heteroseksistin, hackerin dikkatini çekmekteyiz. Siz imzamızın altındaki en yeni mail adresimizi kullanın  her zaman. Rastladığınız bir haberi, gördüğünüz bir filmi, okuduğunuz bir kitabı bizimle paylaşın,  söyleyecek sözünüz, buradan topluma duyurmak istediğiniz mesajınız  varsa bize yazın, bekliyoruz.

 

Bu haftalık bu kadar....

 

Lezbiyen Gazetesi

 

 15.06.2005

 

 

 

 

ANA KARNINDA BASLAYAN    TECAVÜZ

 

 Bilimsel arastirmalar canlilarin bulunduklari ortama ayak uydurabilmeleri icin zamanla baskalastigini ve bu baskalasimin,degisimin genlere kadar ulastigini ortaya cikarmistir.

 

Kendini yasatmak icin renk degistiren canlilar ve bu genlerin daha sonra yavru baliklara aktarildigini ve kendilerini bu sekilde koruduklarini hayretle görmüsüzdür.Ana rahmindeki kiz cocugunun da durumu bu baliklardan farkli degildir.

Anne kendini erkek toplumunda koruyabilmek icin, kendini yasatabilmek icin ve toplumsal baskilara karsi birazcik nefes alabilmek icin ya teslimiyeti

secmistir, ya da ruhsal bozuklugu yasamaktadir. Insanin dogasina aykiri olan bastirilma bircok ruhsal rahatsizliklari beraberinde getirmektedir.

Bu baski ana karnindaki kiz cocuguna yansimaktadir.Yasadigimiz cevre gelisimi cok büyük bir sekilde etkilemektedir.

 

Yüzyillardir süren erkek hakimiyeti kadinda geri dönülmesi zor olumsuz etkiler birakmistir.Düsünebilen kadin iste bu gercekligi degistirmek icin caba harcamaktadir.

Bizi  hayvanlardan ayiran tek belirgin özellik düsünebilme yetimizdir.Biz kadinlar genlerimize kadar isleyen bu gercekligi düsünebilme ,sorgulayabilme gücümüzle alt edebiliriz.

 Anneden bize gecen teslimiyetci genleri kabul etmekle aslinda doganin dengesini bozmaktayiz.

 Erkek dünyasi doganin dengesini alt üst etmistir.Erkek dünyasi kadina karsi baslattigi savaslarla bu adimi atmistir.

 

kadin doganin kendisidir.

 

kadin yaratir...

 

erkek öldürür...

 

 08.10.2004

 

 mavi

 

 

ERKEK KÜLTÜRÜ VE FIKRA

 

 Fikra bir toplum kültürüdür.Peki bu kültürün kaynagi nereye dayanmaktadir?

 

Kahkahalarla güldügümüz fikralarin erkek kültürünün bir parcasi oldugunu hic düsündük mü simdiye kadar? Düsünmediysek neden? Biz fikralara gülüp gecerken erkek kendi hakimetini iyice percinlemektedir.

 Erkek toplumlari kendi kültürünü her kosulda ayakta tutabilmek icin sistemli bir  savasim vermekte.

 Bunun en bariz örnegi de fikralar.Hangi fikrayi okursaniz okuyun mutlaka kadinlari yeren, asagilayan cümlelerle karsilasirsiniz.

 Peki, gercek anlamiyla “Erkek Kültürü” diye bir kültür var mi? Iste bu can alici noktayi yakalamadan icinde yasadigimiz dünyanin erkek dünyasi oldugunu , yaratilan toplumlarin erkek  toplumlari oldugunu göremeyecegiz.Göremeyen anlayamaz da...

 Gercek anlamda bu gercegi gören kadinlari zorlu bir savasim bekliyor.

 Dislanma, asagilanma, fiziksel siddet , psikolojik toplumsal baskilar...

 Iste fikralar bu yollarin en etkilisidir.Gülerken erkek kültürünü kabul  ettigimiz aci gercekler.

 Erkek toplumlarinin kendi aralarindaki savaslarda da en etkili yöntemlerden biridir,fakat fikralarin bu yönü bizi ilgilendirmiyor.

 Cünkü onlarin aralarindaki savaslarda yine kadin en büyük darbeyi almaktadir.Bu ortadayken kendi acil sorunumuzu bir kenara birakip da sözde ezilen diger erkek topluluklarini savunmaya kalkmak fikraliktir aslinda.

 Aglanacak  halimize gülebildigimiz,güldürülebildigimiz  sürece kadin bu gercekligi göremeyecek ve kadin erkek dünyasinin fikralarina da meze olmaya devam edecektir.

 

 Nicin kadin kendi kültürünü yaratamiyor?

 

Düsüncelerinizi bize yazin tartisalim.

 

 

 

06.10.2004

 

 

 

mavi

 

 

 LEZBIYEN KIMDIR ?

 

 Eril dünyadaki tanimiyla lezbiyen; cirkin olan,erkeklerle iliskilerinde hüsrana ugramis olan ve yalnizliktan hem cinsine yönelen hastalikli kadinlardir.

 

Peki bu gercek mi?

 

 Erkek egemen toplumda homofobik anlayislarla cevrilmis olan lezbiyenlerin durumu nedir? Lezbiyenin tanimini yaparken erkek kültürünün biraktigi izleri,beyinlerimize isledigi rolleri de göze alarak bir tanim yapmak gerekiyor.

 Lezbiyenligin moda oldugu günümüzde lezbiyenin tanimini yaparken cok dikkatli olmak gerekiyor.Beyinde erkek anlayisini tasiyan kadinin kadinla yasadigi lezbiyenlik degildir.Erkek dünyasinda cinsel haz icin hetero  kadinlarin sevisme sahneleri  ve sonunda erkege kosan bir kadin gercekligi medyada gözlerimizin önünde…

 

 Erkek mantigina göre lezbiyen olmak da erkegin arzularina hizmet eden bir aractan baska bir sey degildir.

 

Lezbiyen denildiginde kafalarda olusan ilk resim cinselliktir.Nasil ki erkek dünyasinda sevgiyi,aski cinsellikle bagdastirdiklari gibi.

 

 Cinsel meta olan kadinin hem cinsine olan aski da yatak odasinda hapsedilmektedir.

 

Sorulan ilk soru kim  erkek rolünde oldugudur.

 

Erkek mantigiyla lezbiyenlige verecegimiz cevap sudur: Biri kadin biri erkek rolünde olan iki kadinin cinsel birliktelikleridir;cünkü onlarin mantiginda kadinlar arasinda dostluktan öteye bag yoktur;cünkü yüz yillardir  lezbiyen askinin önüne bu sekilde gecilmistir.

 

Bir dönem romantik dostluklar adini alsa da  gercek anlamda lezbiyenin kendini ifade etmesi feminist bilince ulasmasiyla ortaya cikmistir.feminist bilinc beraberinde karsi koyusu da getirmistir.

 

 

Lezbiyen kimdir?

 

 Erkek mantigini tasimayan kadinlarin kendi cinsine duydugu ruhtaki bagliligidir.

 

Cinselligin et olmadigi kalpten kalbe bir arac oldugu gercegini bilen kadinlarin kadin özgürlügüne ilk adimlaridir.

 

 Tüm kadinlar lezbiyendir gercekligini kadini kadina düsman ederek ,kadin erkege muhtacmis mantigini isleyerek ört bas etmekte erkek dünyasi ve kadinin özgürlügünün önüne setler cekmektedirler.

 

 Ama  kadinin özgürlügü  hem cinsini sevmesiyle baslar…

 

Beyinde ,ruhta  bu gercegi yakalayabilen lezbiyendir…

 

 

 

05.10.2004

 mavi

 

 

 

 önce yöntem

 

 

 

Escinselligin rahat yasam alanina kavusabilmesi icin escinsel hareketler yetmez.

 

 

 Öncelikle her iki cinsiyetten escinseller icin ya da transeksüeller/travestiler icin kadinlarin özgürlesmesi ( bunun ne oldugu ayri bir tartisma konusu) gerekir. Escinsellige duyulan öfke, escinsellerin asagilanmasi, bu egilimin zararli olusunun vurgulanmasi altinda yatan her sey erkek egemenliginin kadini dislamasi, zararli görmesi ve ona öfke duymasiyla ayni durumdur.

 

Escinsellerin kendi cinslerine asik olma ve/veya onlarla yatma arzularinin dogal karsilanmasini saglayacak zihinsel yapinin gelismesi feminizmle direk baglantilidir.

 

 

 Escinsel erkeklerin “erkek” olandan sayilmayarak “erkek olmayan” diye adlandirilmalarinin kaynagi, kadinin “erkek olmayan” olusudur. Bu bize dillerin gücünü gösteriyor.

 

 

 Dilimizden olusan kavramlar mi bizim düsüncelerimizi yönlendirir yoksa düsüncelerimiz mi dilimizi? Ilkinin de olabilecegi cok garip gelse de mümkün, bildigimiz kavramlar kadar düsünebilmenin verdigi kitlik icerisinde oldugumuz kesin. Feminizmin armagani da dile getirdigidir en basta.

 

 Fransiz devriminde bahsedilen kardeslik, esitlik, özgürlük kavramlari nasil iktidari sunun elinden bununkine tasimissa feminizm de hic degilse fark edilmeyeni fark edilir hale getirebilir. Yeni kavramlar yaratilmalidir. Feminizm bircok kola ayrilsa da genel anlamda ya belirli bir politik görüsten yoksundur ya da belirli ideolojilere ataclanmistir. Burada feministler su ya da bu görüsü savunmalilar demek istemiyorum, ancak yönetim sekillerindeki araclari, amaclari vs ve ideolojileri “feminist kadina” uygun hale getirecek sekilde degistirmeye calismalidir, ki bu parlamento gibi zenginlerin (sermayenin cogu erkek egemen zihniyetteki erkeklerin elindedir) iktidarini kutsayan araclar icin, dinler gibi insanlarin arzularini, duygularini baski altina almaya calisan ideolojiler icin veya insani meta yerine koyan ekonomik sistemler icin bu yapilabilir mi tartisilir.

 

 Kisacasi, feminizmin bugün ana hedefi dilde olmalidir, öncelikle dilin icine girilmelidir, ancak böyle kadina bilinclenme firsati verilebilir, kadinin önü acilmadan escinselligin önü acilamaz.

 

 

 

13.10.2004

 

eflatun

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarlar
 Kırmızı
 Turkuaz
 Eflatun
 Diğer Sayfalarımız
 Roman - Hikaye
 Resim Galerisi
 Nostalji
 Astroloji
 Mizah
 Sizden Gelenler
 
 Sana Aşığım
 Aşk Arayanlar
 Günah Çıkarma
 Derdini Anlat
 Tartışma Forumu
 Arşiv
 Linkler

 

 

Eigene Homepage, kostenlos erstellt mit Web-Gear

Verantwortlich für den Inhalt dieser Seite ist ausschließlich der Autor dieser Webseite. Verstoß anzeigen