H e r    k a d ın    l e z b i y e n d i r.     A m a    b a z ıl a r ı    h e n ü z    f a r k e t m e m i ş t i r .
Ana Sayfa
 Feminizm
 Lezbiyen Feminizm
 Kadın Olmak
 Erkek Kültürü
 Lezbiyen Tarihi
 Şair Kadınlar
 Osmanlı'da Lezbiyen
 Politika
 Haberler
 Kadına Tecavüz
 Kültür - Sanat
 Kitap
 Felsefe
 Kadın Filozoflar
 Kadın Sağlığı
 Biz Kimiz
 Site içi arama

Politika  

Türkiye'de escinsellere haklari verilmezse AB hayal

 

Kadın düşmanları

 

 Kuveyt'in ilk kadın bakanı Mübarek parlamentoda yemin ederken, kadınlara siyasi haklar verilmesini istemeyen İslamcı milletvekillerinin yuhlarına hedef oldu

 

 

DIŞ HABERLER SERVİSİ

 

 

16 Mayıs'ta aldığı bir kararla kadınlara 2 yıl sonrası için seçme ve seçilme hakkı getiren Kuveyt parlamentosu, kadına karşı önyargı cenderesini kıramadığını dünkü bir tören sırasında açıkça gösterdi. Kuveyt'te ilk kadın bakan olarak atanan Maasuma El Mübarek, dün parlamentoda yemin ederken İslamcı milletvekillerinin yoğun protestosuna hedef oldu.

 

 

 Sıralara vuruldu

Mübarek, 12 Haziran'da "Planlama ve İdari Kalkınma Bakanı" olarak atanması üzerine yasalar icabı resen milletvekili sıfatı da kazandığı için yemin etmek amacıyla kürsüye çıkarken erkek milletvekillerinin yuh sesleriyle karşılaştı. Aynı zamanda Kuveyt'in ilk kadın milletvekili olma unvanını da kazanan Maasuma El Mübarek, kadınlara siyasi haklar verilmesine karşı çıkan erkek milletvekillerinin sıra kapaklarını vurması ve yuh sesleriyle protesto edildi. Ancak kadın Bakan Mübarek, protestolardan etkilenmeyerek yeminini tamamladı.

Protestocu vekiller, Mübarek'in oy hakkına sahip olmadığını ve bu nedenle bakan olarak atanmasının anayasaya aykırı olduğunu iddia ettiler. Protestocu vekiller, Kuveyt seçim kanunu ve anayasasının milletvekilleri ve bakanların ancak oy verme hakkına sahip olanlar arasında seçilebileceğini öngördüğünü belirttiler.

Ancak Meclis Başkanı Casim el Hofari, konuyu anayasa uzmanlarıyla araştırdığını ve uzmanların kadın Bakan Mübarek'in atanmasında yasalara aykırı bir durum olmadığı yolunda güvence verdiklerini söyledi.

Yemin töreninin ardından parlamento çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Maasuma El Mübarek ise, "Bu Kuveytli kadınlar ve demokrasi adına büyük, göz alıcı bir zafer" dedi.

Kuveyt parlamentosunun 16 Mayıs'ta kabul ettiği yasa, kadınların 2007'deki milletvekili seçiminde oy kullanabileceğini ve bundan 2 yıl sonraki 2009 yerel seçimlerinde de aday olabileceğini hükme bağlamıştı.

http://www.milliyet.com.tr/2005/06/21/siyaset/axsiy02.html

 

 

 

 

Kadınlardan Ardıç'a tepki var

 

 23 Mayıs 2005 13:50 

--------------------------------------------------------------------------------

 

Engin Ardıç'ın kaleme aldığı "Ayakta İşeyen Kadınlar" yazısına bir tepki de eski kadın milletvekilinden geldi. Gönül Saray, Ardıç'a oldukça dokunaklı bir mektup yazdı.

 

 

 

     Akşam Gazetesi'nin 'müzip' yazarı Engin Ardıç'ın pazar günü kaleme aldığı "Ayakta işeyen kadınlar" adlı yazısı kadınların tepkisine yol açtı. Ardıç'ın kadının ontolojik yapısıyla dalga geçen yazısına bir tepki de 21. dönem kadın milletvekili Gönül Saray'dan geldi.

 

Türk toplumunda kadın olmanın zorluğunu dile getiren Saray, Engin Ardıç'ı,  kadın ile erkeğin yegane farkını 'müstehzi' yerlerde aramakla suçladı. Gönül Saray'ın Ardıç'a yazdığı oldukça dokunaklı mektubun tam metni şöyle:

 

- 1.55 boyunda, zahif-nahif, okumuş-yazmış, biraz dünya görmüşdolaşmış, biraz fabrikalar kurmuş-üretmiş, biraz ülke idare etmiş kanun çıkarmış, biraz doğurmuş-üç çocuk annesi bir kadın.

 

Amasya’nın, Taşova kazasının unutulmuş bir dağ köyünden bu seviyelere gelebilmek için tırnaklarını kürek olarak kullanan 52 yaşında bir kadın.

 

Çocukluğunda tütün dizmiş, üniversite gençliğinde halk evlerinde halay tepmiş-şiir yazmış, köyünün, hatta kentinin ilk çıkardığı milletvekili olan bir kadın.

 

Köy Enstitülü anne ve babasının toprağını sevmeye mecbur yetiştirdiği bir kadın.

 

Anadolu’nun kadın ezilmişliğini, dayakları, 13 yaşında doğurmayı, berdelleri, başlık paralarını, yani gerçeklerini yaşamış, bilen bir kadın.

 

Hayatımda iki kez erkekler tuvaletine davet edildim.

 

Birincisi şu an başbakan yardımcımız olan bir siyasimizin çağrısıydı. Kadınların yedi kat yeraltında güvenilmez kişilerden dini bilgilerini almalarına karşı çıkış olduğuna inandığım ve ana dilde kulluk haklarını en iyi öğrenebileceklerini düşündüğüm ilk Cuma namazı’ndan sonra bu beyanat verildi.

 

TBMM’de Cuma namazını ilk kez kıldığımda, tüm kadınlara vermek istediğim mesaj; Türkçe Cuma hutbelerinin, kendilerine babalarının, kocalarının veya erkek kardeşlerinin dayatması olan dini değil, doğru dini bilgileri ehil ellerden öğrenebilecekleri idi. Tabii ki “değiştiklerini” söyleyerek şu anda en başlarda bulunan bu zihniyet olayı hazmedemeyip, beni erkekler tuvaletine davet ederek, “eşitlikçiliğe inanan Gönül’e, ihtiyaçları hep birlikte gidermek” için davetiye çıkarmakta gecikmedi.

 

Gazeteler yazdı, yorumlar yapıldı cevap bile vermedim. Zihniyet belli idi. İsme davetti ancak bilen bilir, anlayan anlardı. Değmezdi.

 

İkinci daveti bugün Sn. Ardıç’ın yazısıyla isme olmadığı halde sahiplendim. Bu davet bana başbakan yardımcımızın davetinden daha acı geldi. Demokrasi ve hürriyet kalemlerinden birisi olarak düşündüğüm size doğrusu hiç yakıştıramadığım “Ayakta İşeyen Kadınlar” başlıklı yazınızdan sonra “Kız Gücü”, “Türk Karı Kuvvetleri” adını ne koyarsanız koyun Sn. Ardıç, size cevap vermek zorunda olduğumu hissettim.

 

Kadın milletvekili olmak hiç kolay bir iş değildir. Seçilmeniz zordur. Seçilseniz ayakta kalmanız ve devamlılığınız zordur.

 

Niye mi, sevgili Ardıç? Sizin gibi aydınlar ve değiştim diyen takiyyecilerle çok cepheden mücadele etmek zorunluluğumuzdan.

 

Parti liderlerinin de sizlerden pek bir farkı bulunmadığından.

 

Anadolu erkeğini yönlendirmeniz ve eğitmeniz gerekirken, sizi doğuran bizlerden farkınızı müstehzi yerlerde aramanızdan.

 

İşin tuhafı bu kültürü size yine bizlerin, yani anaların sünnet düğünlerinizde göbekler atarak aşılamasından.

 

Sizin gibi belden aşağı erotik yazamayışımı ve durumu net açıklayamayışımı sizin deyiminizle “feministliğime veya seviciliğime” değil analığın koruyuculuğuna vereceğinizi umuyorum.

 

Gelin bu kısır erkek kompleksinizi, erkekler tuvaletinde kadını arayarak değil, hayatta ve yanı başınızda kadını arayarak çözmeye çalışın. El ele çok şeyi daha güçlü olarak birlikte çözebiliriz.

 

Bir kadın,

Bir okuyucunuz,

Bir anne,

Bir çok az sayıda kadın milletvekili.

 

http://www.internethaber.com/mays/article_view.php?aid=295357

 

 

 

 

Elinizi kadınlardan  çekin, erkek erkeğe dövüşün!

 

“Dayağa Hayır''

“Şiddet Kaderimiz Değil''

“Sömürüye Son”

''Namus Belasına Verdiğimiz Can Bizim''

''Kadınları Törelere, Bilimi Sadece Adamlara, Dünyamızı Ataerkilliğe Bırakmayacağız''

 

Bu sloganlara katılıyoruz.

 

Kadına ayrımcılık yapan erkekegemen toplumlarda erkekler, ister polis olsun ister polise karşı koyan yasa dışı örgüt militanı olsun, ortak yanları şiddettir. Ama özellikle  yasa dışı örgütlerin erkekleri, kendilerine kalkan olarak kadınları öne sürmesini, bunun için de 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü seçmelerini  protesto ediyoruz.

 

Bu nedenle, yukarıdaki sloganlara biz de bir slogan ekliyoruz:

 

Elinizi kadınlardan  çekin, erkek erkeğe dövüşün!

 

                                                                    

 

Üzerinde uzun uzun düşünülmesi dileğiyle size üç haber sunuyoruz:

 

1- İstanbul Emniyet Müdürlüğü, tartışmalara neden olan Beyazıt Meydanı'ndaki müdahalenin, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle gerçekleştirilen basın açıklamasının ardından dağılmayarak yasadışı bir örgüt lehine slogan atan gruba yapıldığını bildirdi.

    

     Güvenlik Şube Müdürlüğü'nden sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hakan Aydın Türkeli, Güvenlik Şube Müdürü İlyas Burunak ile birlikte, tartışmalara neden olan 6 Mart 2005 tarihinde Beyazıt Meydanı'nda gerçekleşen müdahaleye ilişkin basın mensuplarına bilgi verdi.

     

     Beyazıt Meydanı'nda toplanan 500-600 kişilik grubun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle saat 12.00 ile 13.00 arası basın açıklaması yaptığını ifade eden Türkeli, grubun büyük bir bölümünün Beyazıt yönüne dağıldığını, ancak 60 kişilik bölümün ''Halk ordusu TİKKO'' ve ''Yaşasın TKP/ML'' şeklinde yasadışı bir örgüt lehine sloganlar attığını söyledi.

     

     İddianın aksine kadınlara müdahale edilmediğini, yasadışı örgüt lehine slogan atan ve çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğu gruba müdahale edildiğini söyleyen Türkeli, kaçan göstericilerden bazılarının bir polis aracına da hasar verdiğini hatırlattı.

     

     Bu gruptan 3 metre boyunda 16 adet alüminyum demir çubuk, 1 adet pankart ile çeşitli olaylar ve sözde ''ölüm orucu'' eylemlerinde hayatlarını kaybeden örgüt üyelerinin resimlerinin ele geçirildiğini belirten Türkeli, alüminyum çubukların polislere mukavemet etmek için taşındığını bildirdi.

    

     Türkeli daha sonra, gruba müdahale anını gösteren ve saatin 13.05 olarak kayıtlı bulunduğu 2 ayrı polis kamerasıyla çekilen görüntü ile ele geçirilen malzemelere ilişkin fotoğrafların yer aldığı 2 CD'yi basın mensuplarına dağıttı.

 

 

 

2- Ankara Yüksel caddesinde Öcalan posterine tepki.

8 Mart konuşmaları sırasında  Yüksel Caddesi'ne gelerek terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın posterini taşıyan gruba, diğer kadın örgütleri üyeleri sert tepki gösterdi. Toplantının kadın hakları amacıyla yapıldığını belirten örgüt temsilcileri, ortamın siyasi malzeme haline getirilmemesini istedi.

 

DEHAP'lı kadınlar, emniyet yetkilerinin de uyarısıyla posterleri kaldırdı. Olaysız son eren Yüksel Caddesi'ndeki gösterileri, Uluslararası Af Örgütü Temsilcileri de izledi.

 

 

 

3-  Siirt'in Çakmak Mahallesi'nde Eruh yolu üzerinde bulunan polis noktasına önceki gece molotoflu saldırı düzenlendi. Saldırıda noktada bulunan bir panzer tahrip edildi. Olay sonrası kentte dağıtılan bildirilerde saldırının "Botan Özgürlük Şahinleri" tarafından düzenlendiği ve İstanbul'da 8 Mart kutlamalarına yapılan saldırıya misilleme amacı taşıdığı belirtildi.

 

 

 

Ne Bush, ne Kerry; Hillary Clinton

 

%48’e karsilik %52 oyla secimi kaybeden Kerrynin aldigi oylar kendi icin aldigi oylar degil, Busha tepki oylari.

200 milyon secmenin 80 milyonu oy kullanmadi.

Toplam secmen sayisinin %30unun oylarini alan Bush tekrar baskan oldu.

Bush bir dahaki secimde aday olamayacak ve yerine populer bir aday da  su anda yok...

Ama Demokratlarin gelecek donem adayi  10 sene oncesinden belirlenmisti bile.

Demokratlar biliyordu ki secim sallantida, o nedenle kimsenin tanimadigi birini aday gosterdiler... Kerry dolgu malzemesiydi bu secimde... Aslinda Hillary geliyor!...

 

Su anda hazir degildi ama 4 yil sonra cok cok guclu bir sekilde Hillary Clinton  gelecek ve baskan olacak...

Hem iki donem, Amerika rahat edecek, hem de dunyada kadin hareketinin gecikmis yukselisi baslayacak...

 

Ne demisler umut fakir ulkelerin ekmegi...


                               ***

 

Türkiye'de escinsellere haklari verilmezse AB hayal"



Dünyanin önde gelen gay ve lezbiyen örgütü ILGA'nin basinda bir Türk oturuyor.
25 yildir Ingiltere'de yasayan Kürsad Kahramanoglu escinsellerin durumunu
anlatti


YIGIT KARAAHMET

Dünyanin büyük gay ve lezbiyen federasyonlarindan olan ILGA'nin genel
sekreteri Kürsad Kahramanoglu gecen hafta üc günlügüne Türkiye'ye geldi.
Kahramanoglu 25 yildir Ýngiltere’de yasiyor. Türkiye'de ODTÜ Endüstri
Mühendisligi Bölümünü bitirdikten sonra Ingiltere'de felsefe okudu ve bir süre
akademisyen olarak calisti. Su anda da Ingiltere'nin en büyük kamu
sendikalarindan UNISON'un dis iliskilerini sürdürüyor. Üc yildir da ILGA'da ki
görevini Güney Afrikali Phumi Mtetwa ile birlikte yürütüyor.
Kahramanoglu, ILGA'daki konumu geregi dünyayi dolasiyor. Röportajdan bir
gün sonra Lizbon'a gitti. Ardindan da Sidney'e gidip Dünya Gay Olimpiyatlari’nda
bulunacak.

Neden Türk basinina röportaj vermek istemiyorsunuz?
Cünkü Türkiye’de escinsellik bir fantezi veya eglence unsuru olarak
kullaniliyor. Bense bunun bir insan haklari sorunu oldugunu düsünüyorum ve
ugrasim bu yönde. Kimseye magazin malzemesi olmak niyetinde degilim. Türkiye’de
söhret aramiyorum ve istemiyorum.

Türkiyeyi neden terk ettiniz?
Dogruyu söylemek gerekirse 70’li yillarda Türkiye’de onurlu bir gay olarak
yasamak mümkün degildi. Egitim falan da var ama esas neden bu. Ben onurumdan ve
gururumdan taviz vermeden normal bir insan gibi yasamak istedim. Cinselligimin
buna engel olmasini istemedim. Türkiye’de yasamak isterseniz bazi roller
oynamalisiniz. Bir insan mesleginde iyi ya da kötü olabilir ama onun kiminle
yataga girdigi kimseyi ilgilendirmez. Ve hâlâ Türkiyede escinseller dediginiz
zaman bir kavram kargasasi yasaniyor.

Nasil bir kavram kargasasi bu?
Ben escinsel dedigim zaman cinsellikleri söhret ya da parayla kalkanlanmis
10-15 insandan bahsetmiyorum. Ben fabrikada iscilik yapan, askere giden, issiz,
varoslarda yasayan ve sayilari milyonlari bulan insanlardan bahsediyorum.
Onlarin durumlari cok farkli. Söhret ya da para gibi kalkanlari yok.

ILGAnin Türkiyeye bakis acisi nasil?
ILGA, Türkiyeyi AB'ye girmeye calisan Dogu Avrupa ülkeleri gibi görüyor.
Kanunlarinda acik bir ayrimcilik yok, yani burada bir insan escinsel oldugu icin
hapse girmiyor ama uygulamada var. Hortum Süleyman denen bir adam var, ben de
yillardir takip ediyorum. Bu adamin Beyoglu'nda yakaladigi escinselleri dövdügü
bilindigi halde hicbir ceza almadan görevine devam etti. Bu hicbir Avrupa
ülkesinde kabul edilir bir sey degil.

Siz Türkiye icin ekstra bir sey yapiyor musunuz?
25 senedir yurtdisinda olsam da Türkiye'ye sevgim günden güne artti.
Istiyorum ki medeni bir seviyeye gelsin. Ama Türkiye’deki durumu ben düzeltemem,
ILGA da düzeltemez. Türkiye'yi Türkler düzeltir.

Türkiye'deki escinsel hareketin durumu nasil sizce?
Escinsel hareketin diger insan haklari mücadeleleri gibi dört safhasi
vardir. Birinci safhada yok olduklari kabul edilir, ikincide var olduklari
anlasilir ve bir komedi rolü yüklenilir. Ücüncü asamada baski, dördüncü asamada
kabul görürler. Biz su an ilk üc asamanin kargasasini yasiyoruz. Esas önemli
asama birinci asama. Milyonlarca insan önce kendileri reddediyor
cinselliklerini. Türkiye'de yüz binlerce insan gay ve lezbiyen olduklari halde
evlilige itiliyor.

25 yil önceki Türkiye ile simdiki arasinda bir fark var mi?
Evet. Türkiye’de 25 sene önce bir gay kulüp ya da gazetede escinsellik
üzerine ciddi bir yazi gibi seyler yoktu. ODTÜ'e okurken böyle bir organizasyon
önerdigimde bana deli muamelesi yapmislardi, ki ODTÜ cok ilerici bir okuldu.
Simdi okullarda standlar acabiliyorlar.

"Gay'lerin en büyük düsmani gizli gayler"
Peki sizce toplumun escinsel kadinlara ve erkeklere bakis acisi arasindaki fark
ne? Hangisinin durumu daha zor?
Bu zor bir soru. Bu, kadinin Türkiye'deki yeriyle alakali. Türk toplumunda
kadin anne olabilir, sanatci olabilir ama hafifmesrep olamaz. Böylesi rolleri
bictiginiz kadin bunlari reddedip "Ben lezbiyenim, ana olmayacagim. Ana olursam
da bir erkekle yasamayacagim" dedigi icin durum daha zor. O yüzden lezbiyenler
daha zor organize oluyorlar.

Erkekler icin durum ne?
Erkekler gay olduklarini acikladigi zaman yarattiklari tehdit ayna tutma
problemi oluyor. Toplumda cok sayida gizli gay var ve bu yüzden "Acaba beni de
mi ele verir?" korkusu cok fazla. Bir gay'in en büyük düsmani gizli gay'lerdir.
Türkiye'nin cok köse noktalarinda gizli gay'ler var ve bunlar en büyük
düsmanlarimiz.

"Toplum gay evliliklerini tehdit olarak görüyor"
Türkiye'de su anda gay evlilikler cok gündemde. Neden bu kadar ön plana cikti bu
konu?
Türkiye icin bu konuya cevap veremem ama dünyadaki nedenini biliyorum.
Evlilik heteroseksüelligin son kalesi olarak kabul ediliyor. Heteroseksüeller
sadece kendilerinin yapabildikleri bir sey oldugunu düsündükleri evlilige,
gay’lerin de el attiklarini gördükleri zaman bunu kendilerine yöneltilmis bir
tehdit olarak algiliyorlar. Bu yüzden bu politik bir sorun haline geldi.

AB'ye girmek icin escinsellerle ilgili ne yapmak gerekiyor?
Eger legal olarak bir ülkede escinsellere karsi ayrim varsa sartlari ne
kadar iyi olursa olsun AB üyesi olamaz. Bu yüzden mesela Kibris anayasasinda
degisiklikler yapildi. Sovyet rejiminden gelen ülkelerde hâlâ acik bir ayrim
var. Bulgaristan’da bes seneye kadar hapis cezasi uygulaniyordu. Ama beterin de
beteri var. Mesela Ýran’da escinselleri üzerlerine duvar yikarak öldürüyorlar.

Sizce AB icin bu konu neden bu kadar önemli?
AB baslangicta bir ekonomik birlik olarak ortaya cikti ama sonradan bir
topluluk haline geldi. Ve bu toplulukta bazi degerler dokunulmaz olarak kabul
edilmis durumda. Bunlarin basinda da insan haklari geliyor. Insan haklarini da
istediginiz gibi ayiramazsiniz. "Kadin esitligi olsun da escinsellere olmasin"
gibi bir sey söz konusu olamaz.

Bu sartlar altinda Türkiyenin ABye girme sansi nedir?
Bu sartlar altinda AB'nin Türkiye'yi kabul etme durumu yok. Gayler icin
demiyorum, genel olarak söylüyorum. Ýnsan haklarini layik oldugumuz icin
istemeliyiz. Yoksa AB'ye girip daha fazla para alalim diye degil. Bizdeki
politikacilarin ikiyüzlülügü bana sorarsan burada. Cok acik olarak söylüyorum:
Türkiye'de escinsel haklari konusunda bir ilerleme olmazsa AB bir hayaldir.

"Gay partisi kurulsa baraji rahat gecer"
Yakinda secimler var. Siz disaridan ve bu isin icinde olan bir göz olarak siyasi
partilerin bu konuya yaklasimini nasil degerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de bir secmen kitlesine bakalim, yüzde 10’u zaten escinsel. Bir
anda bir gay partisi olmaz ama kurulsa baraji gecer. Su anda bütün partiler
tütün üreticisinden türbana kadar bircok konu hakkinda, bircok gruba hitap
ediyor. Bu partilerin cinsellik konusunda agizlarina kilit vurulmus durumda.

Neden böyle?
Benim sahsi fikrim Türkiye'de ciddi kitlelere hitap eden bir escinsel
organizasyon yok. Mevcut olanlarin gücü yetersiz. Bunun birinci derecede
sorumlulugu escinsellere düser. Herkes kulübe gitmeyi, cinselliklerini yasamayi
biliyor ama politik bir organizasyon konusunda son derece utangaclar. Ýkinci
sorumluluk da Türkiye’nin entelektüellerine ve yazarlarina düser.

Partilerin bildirgelerinde escinsellere yer vermemesi kimler icin bir kayip?
Escinseller icin mi, partiler icin mi?
Her ikisi icin de bir kayip. Cünkü olmadigini varsaymakla bir sey yok
olmaz. Escinsellik Türkiye'de var ve olmaya da devam edecek. Türkiye'de daha
baskici bir düzen de olsa var olacak. Türkiye'deki bütün partilerin tek
anlastigi konu escinselleri yok saymak. Bu anlayisi onlardan bekleyemeyiz, bizim
istememiz lazim. Haklar verilmez, alinir. Demokrasiyi yasatmak icin bunu istemek
lazim.

Ingilteredeki durumu anlatir misiniz?
Ingiltere de tutucu bir memleket. Ilk baslarda oradaki partiler de bu
konuya dokunmak istemediler. Oy kaybi getirecegini düsündüler. Sonradan
anlasildi ki Ingiltere'deki partilerde escinsel dostu olmak partiye oy
kaybettirmek yerine oy kazandiriyor. Simdi üc ana parti -Muhafazakar Parti de
dahil- escinsellere destek vermek icin yarisiyor. Merak ediyorum: Türkiye'deki
partilerin kadin kolu, genclik kolu var da neden bir escinsel kolu yok? Bu bir
partinin baraji gecmesini cok etkiler.


ILGA nasil bir kurulus?

ILGA (International Lesbian and Gay Association / Uluslararasi Lezbiyen ve
Gay Birligi) 1978 yilinda kuruldu. Merkezi Brüksel’de olan federasyonun temel
amaci escinselligin bir insan hakki oldugu ve insanlarin escinsellikleri
yüzünden itilip kakilmamasi gerektigini anlatmaya calismak. ILGAnin temel
hedefleri arasinda Avrupa Birligi'ne girmek isteyen ülkelerde escinsellerin
durumuyla ilgili calismalar yapmak da var. ILGAnin üc tür üye grubu bulunuyor.
Lezbiyen, gay ve transseksüel dernekleri tam üyeler. Destekci üyeler ise bunun
insan hakki olduguna inanan Avrupa’nin cesitli siyasal partileri, isci
sendikalari ve sivil toplum örgütleri. Ücüncü tür üyeler de bireysel üyeler.

29 Ekim Cumhuriyet Bayraminiz Kutlu Olsun!

 

Aksam 29 Ekim 2004

Cumhurbaskani Ahmet Necdet Sezer, Cumhuriyet Bayrami nedeniyle yayinladigi kutlama mesajinda, azinlik tartismalarina dair gorus bildirdi. Sezer, Turkiye Cumhuriyeti'nin kurulus felsefesinde bulunan ve anayasalarda da yer verilen Turk ulusu kavraminin bir ust kimlik olarak kullanildigina vurgu yapti. Sezer, 'Ulke ve ulus yonunden bolunmez butunlugu vazgecilmez goren tekil devlet, ozel yasam alaninda kalmak kosuluyla alt kimlikleri benimser; cunku, farkli alt kimlikler toplumun zenginligidir. Birlikte yasayan ve kaynasmis topluluklarin, kulturel haklar disinda, etnik, dinsel ya da mezhepsel kimliklerinin one cikarilmasi ulus devleti yipratmanin otesinde, ulusal birlige zarar verecek niteliktedir' dedi.

 

Gozcu-29 Ekim 2004

Ataturk, 20 Ekim 1927'de yazdigi Genclige Hitabesi'nde, "Bir gun, istiklal ve Cumhuriyeti mudafaa mecburiyetine dusersen, vazifeye atilmak icin, icinde bulunacagin vaziyetin imkan ve seriatini dusunmeyeceksin" demis ve soyle devam etmisti:

"Isgal edilmis olabilir"

"Cumhuriyetine kastedecek dusmanlar, dunyada emsali gorulmemis bir galibiyetin mumessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanin butun kaleleri zaptedilmis, tersanelerine girilmis, butun ordulari dagitilmis ve memleketin her kosesi bilfiil isgal edilmis olabilir."

"Iste bu ahval icinde"

"Butun bu seriatten daha elim ve daha vahim olmak uzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve delalet ve hatta hiyanet icinde bulunabilirler. Iste;bu ahval ve serait icinde dahi, vazifen, Turk Istiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktir."

 

 

FEMINASOCEAN'IN GORUSU

 

Bazi kisiler cinsiyetler ustudur. Bunu biliyoruz.

 

Zerafeti, zekasi ve hukuksal bilgisiyle bulundugu makamin hakkini veren sayin cumhurbaskanimiz Ahmet Necdet Sezer'in sozlerine tamamen  katiliyoruz. Talep etmenin, caga uygun degisimi, gelisimi istemenin devlet karsisinda vatandasin en dogal hakki oldugunu;  boluculugun ise butun vatandaslar tarafindan lanetlenerek devlete sahip cikilmasi  gerektigini dusunuyoruz.

 

Savas alaninda ve masada ustun dehasiyla bizlere bu topraklari kazandiran, cumhuriyeti kuran, genclige hitabesinde bugun icinde bulundugumuz ahval ve seraiti goren önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'e; cinsiyet, cinsel yasanti farki gozetmeden Turkiye Cumhuriyeti vatandasi olarak hepimiz  ulkemize sahip cikacagimiz sozu veriyor ve  huzurunda saygiyla egiliyoruz.

 

29.10. 2004

 

basa dön

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarlar
 Kırmızı
 Turkuaz
 Eflatun
 Diğer Sayfalarımız
 Roman - Hikaye
 Resim Galerisi
 Nostalji
 Astroloji
 Mizah
 Sizden Gelenler
 
 Sana Aşığım
 Aşk Arayanlar
 Günah Çıkarma
 Derdini Anlat
 Tartışma Forumu
 Arşiv
 Linkler

 

 

Eigene Website, kostenlos erstellt mit Web-Gear

Verantwortlich für den Inhalt dieser Seite ist ausschließlich der Autor dieser Webseite. Verstoß anzeigen