H e r    k a d ın    l e z b i y e n d i r.     A m a    b a z ıl a r ı    h e n ü z    f a r k e t m e m i ş t i r .
Ana Sayfa
 Feminizm
 Lezbiyen Feminizm
 Kadın Olmak
 Erkek Kültürü
 Lezbiyen Tarihi
 Şair Kadınlar
 Osmanlı'da Lezbiyen
 Politika
 Haberler
 Kadına Tecavüz
 Kültür - Sanat
 Kitap
 Felsefe
 Kadın Filozoflar
 Kadın Sağlığı
 Biz Kimiz
 Site içi arama

Haberler

Penguenin bile escinseli olsan  

Erkek aski ve esekler

Asena Ibo’nun mali mi

Kocamdir,döver de sever de

8 Mart

 

Magic Cone

 

Sihirli koni sayesinde kadınlar ayakta çiş yapabilecek 

 

 

Meclis’te geçen hafta yapılan kadın-erkek eşitliği oylamasında, vekillerden pozitif ayrımcılık hakkı koparamayan kadınlar intikamlarını bir erkek kalesini daha düşürerek aldı. Kanadalı bir şirketin piyasaya sürdüğü Magic Cone adlı ürün sayesinde artık kadınlar da ayakta işeyebilecek.

 

36 tanesi 12 dolardan satılan Magic Cone’lar (sihirli koni) büküldüğünde kağıttan bir huni işlevini görüyor. Tek kullanımlık ürünler Righteck Co. Ltd adlı şirketin ‘magic-cone.com’ adresinden sipariş ediliyor.

 

Magic Cone sadece erkeklere özenen kadınlara önerilmiyor. Hastanede ya da hastayken oturup kalmasında sakınca olanlar, kayak, yürüyüş, kampçılık ve tekne sporlarıyla uğraşanlar ile umumi tuvaletlerde klozetlerden mikrop kapmaktan korkanlar bu ürünü kullanabilir.

 

 

DİYANET ‘BEİS YOK’ DİYOR

 

İslam’a göre bırakın kadınları, erkeklerin bile ayakta işemesi mekruh (hoş görülmeyen davranış). İstanbul Müftülüğü fetva makamından aldığımız bilgiye göre tuvalette dikkat edilmesi gereken davranışlar şunlar: Sol ayakla girmeli, lüzum olmadıkça konuşmamalı, tükürmemeli, sağ ayakla çıkmalı ve ayakta işememeli. Bununla birlikte hijyen gibi zorunlu hallerde erkekler gibi kadınların da ayakta işemesinde bir sakınca yok. Diyanet memurları, umumi tuvaletlerdeki pislikten dolayı, kadınların klozete oturmaktansa, bu tür aparat kullanmalarında bir beis görmüyor.

 

 

Yeter, Canımı Yakmayın!

 

BİA (Adana) - Çukurova'da, çocukluğunun baharını yaşayacak, ilkokul sıralarında yazılı-sözlü sınavların heyecanını tadacak, arkadaşlarıyla tenefüs zilinin coşkusunu bekleyecek yerde, 8 yaşındaki kız çocuğunun hayatı babasının tecavüzü ile dayanılması güç bir ızdıraba dönüştü.

Dört yıl boyunca babasının tecavüzüne uğrayan ve annesi tarafından "Kızım mısın, kumam mısın? Git bu evden" sözleriyle evden kovulan L.'nin feryadı, aynı acıları başka çocukların yaşamaması için.

L.'nin canını acıtan, tüyler ürpertici olayın sorumlusu ise bir baba(!). Çukurova'dan yükselen "Yeter Tenimi Acıtmayın" çığlığına yol açan, küçük bir kızın hayatını alt-üst ederek, minik yüreğinde silinmeyecek derin izler bırakan olay, babanın (!) kızını okşamasıyla başlar. Bu durum kısa süre sonra tecavüze varır. Henüz 8 yaşındayken babasının tecavüzüne maruz kalan ve bu durumu 4 yıl boyunca yaşayan L, şimdi 23 yaşında ve yaşadığı kabus dolu yılların izlerini taşıyor. Unutamayacağı acılar yaşayan ensest kurbanlarından sadece biri olan L, babasının tecavüzünü görmezden gelen annesinin "Babandır, seni seviyor" sözleri ile susturulur. Ta ki, babasının "bu sevgisi" 4 yıl sonra bir gün "kızlık zarını" bozacak aşamaya gelene kadar. Annesi ve ağabeyinin kısa süreliğine köye gitmesi sırasında yaşadığı ve yataklara düşüp L'nin hastalanmasına neden olan bu olay, başta "kızamık oldu" denilerek geçiştirilmeye çalışılsa da L.'nin sürekli kanama geçirmesi nedeniyle saklanamaz hale gelir.

Anne, kızının kendi kocası tarafından tecavüze uğradığını kabul etmek zorunda kalmıştır artık. Küçük L. ise yaşadığı kabusun sona ermesini istese de, elinden hiçbir şey gelmez ve "O adam" dediği babasının tecavüzü süreklileşir. Üstelik "O adam" artık annesinin gözleri önünde kendisine tecavüz etmeye başlar. Anne bir gün dayanamaz ve sonunda, "Sen benim kumam mısın, kızım mısın, ne olur git bu evden" der ve L. de, bir terzi dükkanından çaldığı parayla evden kaçar. 

Ağabeyi şikayeti engelledi

L.'nin dramı evden kaçmakla da bitmez. Çarşıda karşılaştığı bir adam, onu amcasının evine götüreceğini söyler ve bir tarlaya götürüp tecavüz etmeye kalkışır. Durumu fark eden tarla bekçisi, L.'yi köyün Jandarma Karakolu'na götürür. L., karakol komutanına tüm yaşadıklarını anlatır ardından "O adam", jandarmalar tarafından gözaltına alınır ve bir süre sonra savcılığa sevk edilir. Savcılığa çağrılan L., babası aleyhine ifade vermemesi için amcası tarafından parayla kandırılmaya çalışılır. Kabul etmeyince de ağabeyi onun yerine yazılı bir ifade hazırlar. "O adam" da böylece serbest bırakılır ve yine evine döner. Çaresiz kalan L. babasını öldürme planı yapar.

47 yaş büyük biriyle evlendi


Tarlada çalışmaya başlayan L., yaşadıklarını öğrenen bir kadın aracılığıyla "kurtuluş" olarak, kendisinden 47 yaş büyük zengin biriyle evlendirilir. L'nin tek düşüncesi ise kocasından alacağı paralar ile bir silah bulup "O adamı" öldürmektir. Eşin, L.'nin babasının tecavüzüne uğradığından ise haberi yoktur.

O sadece eşinin daha önce evlenip ayrıldığını bilir. Babasını öldürme planları yapan L., bir süre sonra kocası tarafından da aynı baskıları görür, tecavüze uğrar. Bir yıl içinde ikiz çocuğu olur. Bir süre sonra kocası L.'yi evden kovar, çocukları da evlatlık verir.

"Kimse benim gibi olmasın"


Gidecek hiçbir yeri olmayan L, bir gece dışarıda kalır, ancak burada da tecavüzle karşılaşır. Sabah çaresiz eşinin evine gider. İkinci kez hamile kalır ve bir çocuk daha dünyaya getirir; o da hiç tanımadığı kişilere evlatlık verilir. Yaşadıklarına dayanamayan L, kocasını terk edip, yine "O adam"ın evine döner. Annesi akli dengesini yitirmiş, ağabeyi ile bağı kopmuştur. L., evlenirken sürekli yaptığı planı yaşama geçirmek için fırsat bulduğunu düşünür ve bir gece babasını yatarken karnından bıçaklayarak yaralar. "Adam öldürmeye teşebbüs" suçundan 3 aylığına cezaevine girer, çıktıktan sonra bir daha baba evine dönmez, kendine yeni bir yaşam kurmak için şimdiki kocasıyla evlenir ve bir çocuğu olur.

8 yaşında tanıştığı ensest ilişkinin ve tecavüzün acısını yüreğinde hisseden L.,
evlatlık verilen çocuklarının hasretini çekiyor. Başka kız çocuklarının aynı duruma düşmemesi için yaşadıklarını gözler önüne seren L., bozulan sağlığını tedavi ettirmeyi istiyor.

 

 

Günlerce aradık ve yalnızca bu haberi bulabildik...


 

Çocuk tecavüzüne Yargıtay'dan yorum

 

Çocuk bağırmaz ve başına geleni kimseye anlatmazsa tecavüze rıza göstermiş olur

 

19/02/2005

 

 

Yargıtay, tecavüze uğrayan bağırmaması ve yaşadıklarını kimseye anlatmamasını "tecavüze rıza gösterdiği" biçiminde yorumladı. Yargıtay bu nedenle sanığa verilen cezadan indirim yapılmasını istedi. Yerel mahkeme Yargıtay kararına uyunca tecavüzcüye verdiği 13 yıl 9 ay hapis cezasını 4 yıl 10 aya indirdi ve İnfaz Kanunu'na göre yatması gereken 2 yıllık süreyi dolduran sanık tahliye edildi.

 

13 yıl 9 ay hapis cezası

Bursa'da 2002'de 13 yaşındaki S.Y.İ. isimli erkek çocuğuna defalarca hamam, cami tuvaleti gibi yerlerde tecavüz eden sanık F.L. (34) küçük çocuğun ailesinin şikayeti sonunda yakalandı. Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi davayı 19 Mart 2004'te sonuçlandırdı. F.L'nin "tehditle" tecavüz ettiği sonucuna ulaşan mahkeme, sanığı TCK'nın "15 yaşından küçüklerin zorla veya tehditle ırzına geçmek" suçunu düzenleyen ve en az 10 yıl hapis cezası öngören 414/2. maddesine göre 16.5 yıl hapse mahkum etti. Mahkeme sanığın duruşmalardaki iyi hali nedeniyle TCK'nın 59/2. maddesinde öngörülen indirimi de uyguladı. Böylece sonuç olarak sanığı 13 yıl 9 ay hapis cezasına mahkum etti.

 

tecavüze "rıza" varmış

Sanık, kararı temyiz etti. Yargıtay 5. Dairesi, 2004 sonunda aldığı kararla sanığa verilen mahkumiyet kararını "oybirliği" ile bozdu. Daire, olay tarihinde 13 yaşında olan S.Y.İ.'nin 34 yaşındaki sanık F.L. ile "rızaen" ilişkiye girdiğini savundu. Gerekçeli kararda şu ifadeler yer aldı:

 

* Kendine yönelik eylemlerin hamam ve cami tuvaleti gibi umumi yerlerde gerçekleştirilmesine rağmen kimseden yardım istememesi.

 

* Her seferinde sanıkla bu yerlere gitmeyi sürdürmesi.

 

* Uzun süreden beri devam eden eylemleri en yakınlarına dahi söylememesi.

 

* Olayı annesinin fark edip sıkıştırması üzerine tehditle ve isteği dışında sanığın bu eylemleri gerçekleştirdiğini ileri sürmeye başlaması.

 

Daire, S.Y.İ.'nin kendini haklı göstermek düşüncesiyle sanığın kendisine tehditle ilişki kurduğunu söylediği görüşünü savundu. Daire, "Atılı suçların rızaya dayalı olarak işlendiği ve sanığın buna göre cezalandırılması gerektiği" gerekçesiyle yerel mahkemenin kararını bozdu.

 

Cezası 2 yıla düştü

Bunun üzerine davayı yeniden ele alan Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay'ın bozma kararına uydu. Mahkeme sanık F.L.'nin işlediği suçun Yargıtay kararında belirtildiği gibi, "15 yaşından küçüklere rızalarını alarak tecavüz etmek" olduğu sonucuna ulaştı. Mahkeme bu suçu düzenleyen ve en az 5 yıl hapis cezası öngören TCK'nın 414/1. maddesine göre 4 yıl 10 ay 10 gün ağır hapis cezası verdi. Mahkeme sanığı ayrıca "zorla alıkoymak" suçundan da 5 ay 25 gün hapse mahkum etti. İnfaz Kanunu'na göre her iki cezadan yatması gereken süre 2 yıl olan ve 2002 yılından beri tutuklu olan sanık da bu kararla birlikte tahliye edildi.

 

http://www.vatanim.com.tr/cat/haber_detay.asp?Newsid=47323&Categoryid=1&aranan=tecav%FCz   Haber  : Kemal GÖKTAŞ

 

 

Utanç davası!

           

 

Savcı, "Barbaros Çocuk Köyü'nde 10'u kız 16 çocuk taciz ve tecavüze uğradı" diyerek 20 sanık için 15 yıla kadar hapis cezası istedi

18/02/2005

 

İzmir'in Urla ilçesi Barbaros Çocuk Köyü'ndeki taciz ve tecavüz skandalını soruşturan Urla Savcısı Murat Gök, fezlekesini tamamlayıp İzmir Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Fezlekede, "Köyde çocuklara yönelik taciz, tecavüz yaygın biçimde yaşanmış, tanık ve mağdur beyanlarından anlaşıldığı üzere çocuklar bu nedenle sürekli korku, huzursuzluk ve tedirginlik içine girmişler" denildi. Fezlekedeki bazı iddialar özetle şöyle:

 

* Köyde kalan bazı kız ve erkek öğrenciler gerek karşı cinsle ve gerekse hemcinsleriyle rızaen veya rıza dışı sürekli ilişki kurdu. İlişkiler, bazen köyde kalan çocuklar kendi aralarında, bazen de tanıştırıldıkları kişilerle köy dışında gerçekleşti.

 

* Köy Müdürü Erdal Tunce'nin oğlu Rasim Tünce ve köyün bakıcı annesi Gönül Köke'nin mevzuata aykırı olarak köyde tutulan oğlu G.A. (17), köydeki çocuklara tecavüz etti. Ayrıca bazı kişilerin köye girip taciz, tecavüzde bulunmalarına öncülük etti. Girenler de çocuklara taciz, tecavüzde bulundu.

 

* Köy şoförü Vehbi Yiğit, ırza geçme, namusa tasaddiyle suçlandı. Teknisyen Cengiz Dilek üç olayda ırz ve namusa tasaddide bulundu. Köye sokulan Yiğit Öz zorla ırza geçti, reşit olmayan çocukla rızaen cinsel ilişkiye girdi, küçük yaşta kızı alıkoydu. Akın Akçay iki kez tecavüz etti, reşit olmayan kızla rızaen cinsel ilişkiye girdi. Köyde oturan Evren Coşkun zorla ırza geçti.

 

* Eski bakıcı anne Egemen Hasgül küçük yaştaki kızı alıkoydu. Diğer bakıcı anneler Gönül Köke, Sevil Can, Ayçan Derman, Meryem Altay, Aysel Yavuz, Aynur Gülseren Oruç şartlı tehditte bulundu, terbiye yetkisini kötüye kullandı.

 

* Müdür ve köy çalışanları, durum defalarca kendilerine sözlü ve yazılı bildirilmesine rağmen, engellemek ve adli makamlara bildirmek yönünde suiistimale varan derecede görevlerini ihmal ettiler.

 

           Müdür Erdal Tünce, Sosyal Hizmetler İl eski Müdürü Nazmi Taşkın, sosyal hizmet uzmanları Olcay Özduran, Mehmet Savaş Pektekin, Tuncay Yılmaz ve Doktor Abdurrahim Güçlü'nün 2 yıla kadar; Müdürün oğlu Rasim Tünce ve şoför Vehbi Yiğit'in 10'ar yıl, teknisyen Cengiz Dilek'in 15 yıl, Yiğit Öz'ün 6 yıl, Akın Akçay'ın 9 yıl, Köyde oturan Evren Coşkun'un 8 yıl, eski bakıcı Egemen Hasgül'ün 6 yıl, bakıcı anneler Gönül Köke, Sevil Can, Ayçan Derman, Meryem Altay, Aysel Yavuz, Aynur Gülseren Oruç'un 18'er ay hapsi istendi.

 

http://www.vatanim.com.tr/cat/haber_detay.asp?Newsid=47283&Categoryid=1&aranan=tecav%FCz

 

Yargıtay tecavüze değil, kızlık zarına taktı!

 

İstanbul'da Mehmet Öztop'un tecavüzüne uğrayan genç kadın hamile kaldı. Ancak esnek olduğu için kızlık zarı bozulmadı. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, genç kadının hamile kalması nedeniyle cezayı yarı yarıya artırdı. Dava temyize gitti. Yargıtay Beşinci Ceza Dairesi cezanın artırılması kararını yasaya aykırı buldu. Yargıtay'a göre kadın sezaryenle doğum yapmışsa kızlık zarı bozulmadığı için ceza artırımına gerek yok!

11/12/2004

 

İstanbul'da Mehmet Öztop adlı kişinin tecavüz ettiği genç kadın hamile kaldı. Ancak genç kadının kızlık zarı doğuştan esnek bir yapıya sahip olduğundan bozulmadı. tecavüz mağduru genç kadın çocuğu doğurmak zorunda kaldı. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu'nun "ırza geçme suçunu" düzenleyen ve en az 7 yıl hapis cezası öngören 416. maddesine göre yaptığı yargılama sonunda sanık Öztop'u suçlu buldu. Mahkeme tecavüz sonucunda mağdurun sağlığını bozacak etkilerin veya vücudunda bir ayıbın (arızanın) ortaya çıkması halinde cezanın yarı oranında artırılmasını düzenleyen TCK'nın 418/2. maddesini de işletti ve sanığın cezasını yarı oranında artırdı. Böylece Öztop, 10.5 yıla mahkum oldu.

 

Normal doğum yaparsa ceza artacak

Ancak sanık avukatı temyiz yoluna gitti. Temyiz başvurusunu inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesi ise sanığa verilen cezanın yarı oranında artırılması kararını yasaya aykırı buldu. Daire kararında şöyle denildi:

 

"Mağdurenin kızlık zarının yapısına bağlı olarak duhule müsait bulunması halinde bekareti izale edilmeden (bozulmadan) de ırzına geçilebileceği ve doğumun sezaryen usulü ile yapılması durumunda kızlık zarının yırtılmayacağı göz önüne alınarak, kızlığın bozulup bozulmadığı ve doğumun sezaryenle olup olmadığı fenni biçimde raporla saptanmadan ve sorulup açıklattırılmadan TCK'nın 418/2. maddesiyle cezasının artırılması kanuna aykırı olduğundan hükmün bu sebepten dolayı bozulmasına karar verilmiştir."

 

Daire, bu ifadelerle mağdurenin doğumu sezaryenle yapıp yapmadığının raporla tespit edilmesini ve sezaryenle doğum yapmışsa kızlık zarı bozulmadığı için cezanın artırılması yoluna gidilemeyeceğine karar verdi. Genç kadın eğer doğumu normal yollarla gerçekleştirmişse kızlık zarı bozulacağı için ceza artırılacak.

 

Yasaya göre ancak "ayıp" meydana gelirse ceza artıyor!

TCK'nın 416. maddesi "ırza geçme suçuna" 7 yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezası öngörüyor. 418. madde ise ırza geçme sonucu mağdurda bir "ayıbın" (mayubiyet: kusur, eksiklik) meydana gelmesi halinde verilecek cezanın yarı oranında artırılmasını öngörüyor. Yargıtay içtihatları, hamile kalmayı cezayı artırıcı neden saymazken kızlık zarının bozulmasını "ayıp" olarak kabul ediyor ve cezanın yarı oranında artırılmasına hükmediyor.

 

Yeni TCK'da ne olacak?

1 Nisan 2005'de yürürlüğe girecek olan yeni TCK'nın 102. maddesinde "tecavüz veya cinsel saldırı sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde" faile verilecek cezanın alt sınırının 7 yıldan 10 yıla çıkarılması düzenleniyor. Maddede belirtilen "beden sağlığının bozulması" ifadesi kapsamına kızlık zarının girip girmeyeceği ise Yargıtay'ın yeni içtihatları sonucu ortaya çıkacak.

            Haber : Kemal GÖKTAs

 

http://www.vatanim.com.tr/cat/haber_detay.asp?Newsid=42099&Categoryid=1&aranan=tecav%FCz

 

 

Hediye korkudan katillere direnmemiş

 

 

Bursa'da kütüphaneye giderken kaçırılıp, tecavüz edildikten sonra boğularak öldürülen 19 yaşındaki Hediye Handan Çakal'ın cesedi dün de bulunamadı

 

18/03/2005

 

 

Bursa'da kütüphaneye giderken kaçırılıp, tecavüz edildikten sonra boğularak öldürülen 19 yaşındaki Hediye Handan Çakal'ın cesedi dün de bulunamadı.

 

Bursa Emniyet Müdürlüğü'nde üst düzey bir yetkili, katillerin aracın arka koltuğuna aldıkları genç kızın yüzüne kafa atıp korkuttuklarını söyledi. Sakarya'nın Pamukova İlçesi'nde tecavüz ettikleri genç kızı önce serbest bıraktıklarını, daha sonra kendilerini tanıyıp arabanın plakasını öğrenmiş olması ihtimaline karşı öldürmeye karar verdiklerini belirten aynı yetkili, genç kızın boğularak öldürülürken, "belki acır da bırakırlar" diye direnmediğinin sanıldığını söyledi.

 

 

 

http://www.vatanim.com.tr/cat/haber_detay.asp?Newsid=49409&Categoryid=7&aranan=tecav%FCz

 

 

Ve sonu böyle oldu

 

 

İranlılar 'ibret olsun' diye tecavüzcü katil Muhammed Biceh'i kent meydanında astı. Asılmadan önce Biceh'e 100 kırbaç vuruldu. İran polisi öfkeli halkın içinden birinin sapığın sırtına bıçak saplamasına göz yumdu

 

17/03/2005

 

 

İran'da 16'sı çocuk 21 kişiyi tecavüz edip öldüren Muhammed Biceh, Tahran yakınlarındaki Pakdeşt kentinde 5 bin İranlı'nın gözleri önünde önce kırbaçlandı sonra da vinçle asıldı. Reuters muhabiri Ali Derani'ye göre, 22 yaşındaki Biceh'in idamı sırasında Ortaçağ'ın karanlık günlerini aratmayan olaylar yaşandı:

 

Biceh, asılacağı Muallim meydanına getirilirken soğukkanlılığını koruyordu. Elleri arkadan bağlıydı ve üzeri çıplaktı. Yüzünde donuk bir ifadeyle 5 bin kişilik kalabalığa bakıyordu.

 

Naylon iple asıldı

İranlılar ise Biceh'i taş yağmuruna tutuyordu. Polis kalabalığı kontrol etmekte zorlanıyordu. Katil, önce 100 kırbaç vurulmak üzere demir bir direğe bağlandı. 1 metre uzunluğundaki deri kırbacın ucu özel olarak sertleştirilmişti. Kırbaçlandığı sırada sırtı kanlar içinde kalan Biceh, 3 kez dizlerinin üzerine çöktü. Halk 'Daha sert daha sert!' diye bağırıyordu. Kırbaç cezasından sonra Biceh'in asılması için hazırlık yapılırken, öldürülen çocuklardan birinin 17 yaşındaki ağabeyi, güvenlik görevlileri müdahale etmeyince Biceh'i sırtından bıçakladı. Daha sonra ölen çocuklardan birinin annesi Biceh'in yanına geldi ve görevlilerden izin alarak mavi renkli naylon ipi katilin boynuna geçirdi.

 

'İyice sallayın'

İranlı yetkililer, daha sonra yavaş yavaş Biceh'i yukarı çekti. Katilin ayakları yerden kesildiği sırada kalabalık iyice ateşlendi. İranlılar, 'Onu iyice sallayın! Çocuklarımıza yaptıklarını hatırla!' sloganları attı. Biceh'in ölümü 6 dakika sürdü. Çünkü vinçle asılan kişilerin boynu hemen kırılmıyor ve boğularak yavaş yavaş ölüyor. Genç katilin cansız bedeni 20 dakika boyunca vinçte asılı kaldı ve indirildikten sonra ölümü doktor tarafından doğrulandı. Ancak İranlılar meydandan ayrılmak yerine Biceh'in cesedini sürüklemeyi tercih etti. Bu sırada polisle başlayan arbede saatlerce sürdü. Olayların büyümesi İran'da ulusal bir tepkiye yol açtı. İçişleri Bakanlığı, halkı kontrol edemedikleri gerekçesiyle 16 polisi görevden aldı.

 

'Çöl Vampiri' lakabı verildi

Biceh, 16'sı çocuk 21 kişiyi tecavüz edip öldürdükten sonra geçen Haziran ayında yakanladı. Suçunu itiraf eden Biceh, erkek çocukları tavşan avına çıkma vaadiyle kandırıp çöle götürüyordu. Yaşları 8 ila 15 arasında değişen çocuklara tecavüz edip çöle gömüyordu. 'Çöl Vampiri' adı takılan Muhammed 16 kez idam, 1 kez halk önünde idam, 15 yıl hapis ve 100 kez kırbaçlanma cezasına çarptırıldı.

 

Uzmanlar ne diyor?

Bunun hukukla ilgisi yok

* Ceza Avukatı Hüseyin Yarsuvat: 36 yıllık ceza avukatı olarak bunun hukuk olmadığını ben söylerim. 21 çocuk öldürmenin tabii ki cezası vardır, ama idam zaten ceza. Ayrıca kırbaç, bıçak gibi cezalara gerek yok ki. Kırbaçla ardından bıçakla, sonra da başkası ipi boynuna geçirsin. Hangi ceza hukukuna bunu uyduruyorsun? Bu olayın şekil itibarıyla İslamiyetle bağdaşması mümkün değil. Bu şeriat hukuku da değil. Bunu İran'da molla, İspanya'da da Franco yapar. Stalin de yaptı. Hitler 5 milyon kişi öldürdü. Avrupa, bu adamları izole etmek için birleşiyor.

 

Böyle şey olur mu!

* Prof. Orhan Aldıkaçtı: Çok üzüntü verici, insanı isyana sevk edici bir davranış. Bir hukuk düzeninde bunların olmaması lazım. 21 kişiyi öldürmek böyle bir cezayı gerektirmez. İdamı infaz etmenin de bir usulü var. Böyle şey olur mu. Bunun hukukla ilgisi yok.

 

Şeriat hukuku çok farklı

* Prof. Dr. Feridun Yenisey: İran'da bildiğim kadarıyla şeriat kuralları geçerli. Bu kuralların tam olarak uygulanabilmesi için ispat meselesi var. İki kişinin yaşanılan olayı görmesi gerekir. Şahitli olması lazım. Şeriat Hukuku Avrupa Hukuk kurallarına göre çok ayrı bir olaydır.

 

Vahşet mi adalet mi?

Bu düpedüz vahşet!

* Tuğba Çatuk (Öğrenci-19): Bu ceza biraz ağır olmuş. Adam yaptıklarıyla bunu hak etmiş ama bence ona en ağır ceza gün ışığından mahrum kalması olurdu. O acıyı yaşayanlara görüntü normal gelebilir ancak yapılan düpedüz vahşet. Kendi adaletlerini kendileri vermek istemişler.

 

Keşke Türkiye'de de olsa

* Musa Naz (Öğrenci- 21): Ben daha kötüsünü yapardım. Öldürdüğü kişilerin ailelerinin çektiği acılar düşünüldüğünde, ölüm bu adam için kurtuluş olmuş. Türkiye'de de bu tür cezaların olmasını isterdim. Son kapkaç ve cinayet olaylarını görünce ağır cezalara olan inancım arttı.

 

Az gelişmişliğin eseri

* Umut Kılıç (Öğrenci-17): Az gelişmiş ülkelerde insanlar acılarını, öfkelerini suçludan en ağır şekilde çıkartmayı isterler. Çünkü adalet sistemine inanmak gibi bir dertleri yoktur. En ağır işkenceler meydanlarda yapılır ki, caydırıcı olsun. Ama hukuk ve adalete inanmak lazım.

 

Göz önünde yapılmasın

* Güler Sarıkaya (Memur- 33): Bir meydanda herkesin gözü önünde ceza adı altında bir vahşet gerçekleştiriliyor. Adam yaptıklarıyla ölümü hak etmiş ancak bu şekilde olması gerekmezdi diye düşünüyorum. Bu tür adamlara idam cezası yerine müebbet hapis cezası verilmesi lazım.

 

Çocuğuma olsa asardım

* İlhami Kaya (Emekli- 71): Bu ceza adamın yaptıklarının yanında hafif kalmış. Çok iyi yapmışlar, bunu yapmanın da hiçbir günahı yoktur. Benim çocuğumun başına gelse gözümü bile kırpmadan ipini ben çekerdim o adamın. Keşke bizim ülkemizde de böyle cezalar verilse.

 

Feminas Ocean :Tecavüzün önüne geçmenin en etkili yolu bu...

Yasalar tarafından korunulan tecavüzcüler ellerini kollarını sallayarak gezmeye devam edecek yoksa.

 

 

 

http://www.vatanim.com.tr/cat/haber_detay.asp?Newsid=49327&Categoryid=1&aranan=tecav%FCz

8.Mart

 

Akşam :

 

BU UTANÇ BİTSİN ARTIK Türkiye, tecavüzcüyü kurbanıyla evlilik karşılığı affeden Bolivya Lübnan, Peru, Kamerun, Etiyopya gibi sayılı birkaç ülke arasında.

 

Radikal :

 

TÜRBAN ÜSTÜNDEN SİYASET YAPMAYIN 8 Mart için mesaj yayımlayan Sezer, 'Türban sorununun istismar edildiğini, din sömürüsüne kesinlikle izin verilemeyeceğini' söyledi. Her demokratik ülke gibi Türkiye de, rejime yönelik girişimleri engellemek durumundadır. Bu bağlamda, kimi insan hakları raporlarında Türkiye'ye yöneltilen eleştiriler tamamen haksızdır. Türkiye'nin önüne çeşitli dönem ve zamanlarda getirilmeye çalışılan türban sorunu, demokrasiye sığınılarak, demokratik atılımların gölgelenmesinden başka hiçbir anlam taşımamaktadır.

 

 ŞİDDET HİÇ AZALMIYOR Türkiye'de kadınların yüzde 79'u fiziksel, yüzde 52'si sözel, yüzde 29'u duygusal şiddete maruz kalıyor. Erkeklerin yüzde 45'i 'İtaat etmezse dövmek hakkım' diyor.

 

Türkiye :

 

KADIN KENDİNİ ARIYOR Kadınlarımızın çoğu hâlâ eğitimsiz ve çileli bir hayat sürüyor. 150 sene önce başlayan ‘hak arayışı’ ise onları yıldırmıyor. Her sene ‘bir gün’ paneller, toplantılar yapılıyor, vaatler veriliyor.

 

ONLAR HÂLÂ DOĞURURKEN ÖLÜYOR Eğitim alanların yüzde 81’i ortaokul, yüzde 5.8’i lise, yüzde 2.6’sı da yüksekokul mezunu.

 

Yenişafak :

KADIN HEP DÖVÜLÜYOR Bugün Dünya Kadınlar Günü. Ancak, dünyada kadınların büyük bölümü hâlâ şiddete maruz kalıyor. ABD'de bile her yıl dört bin kadın dövülerek öldürülüyor Kadının Sosyal Hayatını Araştırma ve İnceleme Derneği'nin çeşitli araştırmalara dayanarak yaptığı açıklamaya göre, dünyada kadınların yüzde 79'u fiziksel şiddete, yüzde 52'si sözel şiddete, yüzde 29'u duygusal şiddete, yüzde 18'i de ekonomik şiddette maruz kalıyor.

 

 Tercuman

Kadın gerçeği

 İşte kadın, işte manzara. Kadın toplantısını izleyen tek kişi bir erkekti. Göstericiler ise ‘bebek katili’ne malzeme oldu

 

 8 MART Dünya Kadınlar Günü, tüm yurtta çeşitli etkinliklerle kutlandı. Haklarını aramak, yaşam kalitesinin yükselmesini talep etmek için meydanları dolduran Türk kadını, bölücülerin politikacıların malzemesi oldu.

 

Çiçek dağıtma, pankart taşıma gibi gösteriş amaçlı eylemlerde yerini alan Türk kadını, sorunlarının tartışıldığı panellerde ise yoktu. Adana ve Diyarbakır’da kadın hakları diye meydanları dolduran kadınlar, farkında olmadan terör örgütü PKK’ya yardım ediyordu.

 

Ellerinde teröristbaşı Öcalan’ın fotoğraflarını ve ona özgürlük isteyen pankartları taşıyan kadınlar, kendi sorunlarından habersizdi.

. Erkekler çoğunlukta Niğde’de, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen törene, kadınlardan çok erkekler ilgi gösterdi. Törene 10 kadın ile görevli polisler dahil 26 erkek katıldı. Grup, Atatürk Anıtı’na çelenk bıraktıktan sonra saygı duruşunda bulunup, İstiklal Marşı okuyarak dağıldı.
Malatya’da gözaltı Malatya’da “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” kutlamasında izinsiz yürüyüş yapmak isteyen gruba polis müdahale etti. Çok sayıda kişi gözaltına alındı.
Bölücülere fırsat yok Diyarbakır’da meydanı dolduran kadınlar PKK ve Öcalan posterleri taşırken, Ankara’da bölücübaşı pankartını taşıyan gruba kadın örgütleri sert tepki gösterdi.

 21.Mart.2005

 

PENGUENİN BİLE EŞCİNSELİ OLSAN, GÖR BAŞINA NELER GELİR


Almanya’nın Bremen kentindeki Bremerhaven Hayvanat Bahçesinde ki penguenler
çiftler halinde dolaşıyor, birbirlerini koruyup kolluyor, diğer hayvanlar gibi
çiftleşiyor, taşların üzerinde kuluçkaya yatıyorlar... Ama nedense yumurta
olmuyor...

Bilim adamları, dışarıdan bakıldığında cinsiyetinin belirlenmesi imkansız olan
penguenlere bu edenle DNA testi uyguladıktan sonra anlıyorlar ki bunlar aynı
cinsten penguenler...

Hayvancağızlar işte bu noktadan sonra birden dünya medyasında flaş haber haber
oluyorlar.

Kafası karışmış kimi gazeteciler “gay” penguenler diye başlık atıyor; kimi,
penguenlerden de ibne olurmuş diyor, kimi eşcinsel hayvan haklarından
bahsediyor...

“Yoksa eşcinsellik doğaldı da biz mi anlamadık” diye telaşlanan Hayvanat Bahçesi
Müdürü Heike Kück, sapık penguenleri illa da' heteroseksüel yapmaya karar
veriyor ve onları heteroseksüelliğe özendirmek için İsveç’ten 4 adet fahişe
penguen getiriyor. Kück, gay penguenlerin, İsveçli fahişelere ilgi göstermemesi
halinde bu defa lezbiyen penguenler için iki erkek jigolo penguen getirtmeyi
planladıklarını da açıklıyor...



Ne kopyalamak, ne sunni döllemek, ne de aşılamak gibi teknolojik gelişimlere
aklı basmayan Kück alnındaki teri mendille silerek “Yumurta olmazsa nesilleri
tükenecek de ondan “ diye basın açıklaması yapıyor ama “bizim çocuklar” bunu
yutmuyor tabii... Gay ve lezbiyen örgütler hayvanat bahçesinin bu eylemini
kınıyor, protestolara başlıyor, ve penguenlerin “cinsel tercihini değiştirmeye
çalıştıklarını” iddia ediyorlar. Avustralya’da yayınlanan bir eşcinsel internet
sitesinin kullanıcıları da Almanya’daki yerel siyasi temsilcilere toplu bir
dilekçeyle bunun “açık ayrımcılık” olduğunu öne sürerek, kınıyor...

Kimi yetkililer, eşcinsel çiftlerin birbirinden ayrılmasını sağlama çabalarının
her zaman sonuç vermediği göz önüne alındığında, İsveçli penguenlerin başarılı
olamama ihtimali bulunduğunu kaydediyorlar.

Kiel Deniz Araştırmaları Enstitüsü'nden “penguen uzmanı” Boris Culik ise
hayvanat bahçesinin girişimini “saçma” olarak niteleyerek, penguenlerin dişilere
ilgi göstermemesinin hormonal nedenlerden kaynaklanabileceğini ya da “esaretin”
bu konuda rol oynayabileceğini savunuyor.Culik, penguenler arasında eşcinsel
olanların bulunabileceğini, ancak bunun belirlenmesinin çok zor olduğunu, çünkü
bir penguenin dişi mi erkek mi olduğunun bile derin incelemeler sonucu
öğrenilebileceğini söylüyor.



Bu gürültülerin arasında kısa bir süre sonra acı ama gerçek durum ortaya
çıkıyor. İşte Türkiye’den gazete başlıkları:



*Eşcinsel penguenler, heteroseksüel penguenlere yüz vermedi

*Eşcinsel penguenler dişileri sevmedi

*Eşcinsel penguenler, “heteroseksüelliğe özenmeleri için” İsveç’ten getirilen 4
dişi penguene ilgi göstermedi.

*Penguenlere dişiler vız geldi





Başlangıçta "Burada kimsenin gay penguenleri, heteroseksüel penguen yapmaya
çalıştığı yok. Biz sadece bu hayvanların gerçekten eşcinsel oldukları için mi,
yoksa dişi yoksunluğundan mı böyle davrandığını anlamaya çalışıyoruz" diyerek
yaptığını savunan Hayvanat bahçesinin müdürü Heike Kück, eşcinsel penguenleri
doğru yola döndüremeyince AFP’ye yaptığı açıklamada, “Eski hayvanlarla
İsveç'ten getirtilen yenileri arasında henüz hiçbir ilişki kurulmadı. Artık
çiftleşme dönemi bitti. Hiçbir hayvanı zorlayamayız. Ancak gelecek yılın başında
yeni çiftler oluşacak” diyor.


Anlaşılan bu sefer işi baştan sıkı tutacak ve bir yıl önceden terapi ve eğitime
başlayacak... O da olmazsa genleriyle oynasın ya da gaz odalarında yaksın...

20.02.2005  penguenlerle ilgili son gelismeler mizah sayfamizda.devami icin tiklayin



ERKEK AŞKI VE EŞEKLER

( Heteroseksüel kadınların dikkatine!)


Gelenek ve göreneklerimiz arasında; ön yemek olan çorbanın nasıl ortadaki tek
kaseden tahta kaşıklarla içildiği yer sofraları varsa; özellikle kırsal
kesimdeki oğlan çocuklarının da, ilk cinsel deneyimlerini dişi eşeklerle yapmış
olması vardır.

***

Hatta dişi eşekle sevişmenin yöntemleri dahi belirlenmiştir kırsal kulislerde...

Önce 2 tuğla, sonra 5 kg'lık bir ağırlık, sonra bir ayna ve bir elma...

Dişi eşeğin arkasında bir çift tuğlanın üstüne çıkacaksın; eşeğin kuyruğuna, 5
kg'lık ağırlığı bağlayıp, eşeğin sırtına doğru atacaksın; bir elindeki aynayla,
gelip giden var mı diye, arkanı dikiz edeceksin ve tam orgazm olduğun anda da,
eşeği ısıramayacağın için, elmayı ısıracaksın...

***

5 milyonu aşkın politikacı grubuyla, 3 milyonu aşkın bürokrat grup içinde, ilk
cinsel deneyimini dişi eşekle yapmış olanların bulunup bulunmadığı bilinmiyor.

Kopenhag kriterleri arasında da; dişi, yahut kancık eşekle ilk deneyim
geleneğini değiştirme konusunda herhangi bir uyarı yok... Çetin Altan

9.12.2004




Asena İbo'nun mali mi?

Bizim millet acimayi cok sever kendi acinacak haldeyken... Bu da karmasik bir
savunma mekanizmasi sanirim. Yasakli diye secim kazananlarin, katil oldugu icin popstar seçilenlerin, hatta hapise girdi diye basbakan bile olanlarin bulundugu bir garip ülke...

İste bu ülkede, ilk cikisi, 1970 lerin sonlarina dogru TRT de zavalli fakir bir insaat iscisi olarak 'ayaginda kundura' türküsünü yanik yanik söylemesiyle baslayip
türkücülerin krali, kendi deyimiyle imparator olan bir erkek: İbrahim Tatli...

İlk okulu bitirmemis. Okumamisligini bile "ne var yani ulan" tarzinda bir
"Urfa'da oxford vardi da biz mi okumadik ?" diye savunmasiyla ünlü...

Urfa'nin köylüklerindeki gelenekleri İstanbul sahnelerine ve bütün Türkiye'nin
gözü önüne sererek hem örnek oldu hem de fakir erkeklere onun gibi zengin olma
umudu sunarak kahraman oldu...

Önce, o zamanin en gözde sinema sanatcisi Perihan Savas'la beraber olmayı basardi. Kisa bir sure sonra da allah yaratti demeden dövmeye basladi... Perihan Savas'in sanatci gururu  basta saklasa da sonra saklanamaz oldu ve mahkemeye intikal etti... İbo mahkemede avukatlari
araciligiyla "Ben yapmadim, merdivenden düstü" gibi bir seyler dedi ve tahliye
oldu. Mahkeme kapisindan cikarken soru soran gazetecilere ise "Evet ben dövdüm,
gene de döverim, size ne be?" dedi...

Zamanla uslandigini sandik, siddete karsi ve pisman bir adam görüntüsü...
Silahini cikarip, gazetecilerin önünde yetkililere teslim etti, bir daha silah
kullanmayacagini söyledi  filan... Medya calisanlari da sevdi onu, onunla
magazin haber sayfalari programlari doldu tastı cünkü...

Sonra Derya Tuna'nin ondan ayrilmak istemesi ve bir gazinoda sarki söyleme
denemesi yaparken bacagindan vurulmasi... İbo, "haberim yok, o çocugumun anasidir,

basimin tacidir, bir hayranim yapmis" dedi...

Ve 23 yasındaki Asena donemi... Asena’nin defalarca ayrilmak istemesi, İbo'nun onu kameralar önünde tokatlanmasi... Ama gene İbo, "ben dövmedim o benim kedimdir" demesi. "Az
önce gördük iste!" deseler de, "Yok , tokatlamadim, size oyle gelmis" diye diretmesi... Asena cirpiniyordu, belli... Ondan ayrilip baska bir sahnede cikmaya kalktı ve o da ne? Asena da bacagindan vuruldu... İbo gene “ben yapmadim” dedi... Asena'nin kacislari ve ardindan
İbo’nun onu yanina oturtup basin aciklamalari yapmasi... Yüzü gülmeyen Asena'ya
sarilarak poz vermeleri...

Simdi Asena, İbo'nin yurt disinda iki hafta kalacak olmasini firsat bilerek
Cumhuriyet Savciligina suc duyurusunda bulundu... Basini da cagirip "Ben bu
adamdan ayrilmak istiyorum, beni birakmiyor, hayatim tehlikede, bana destek
olun" dedi... Canli yayinda,  halkin gözüne baka baka "Ben ölümü göze
aldim" dedi cesur bir kararlilikla...

İbo, taa uzaklardan canli yayina telefonla katildi ve kendini acik etti "Ben
bitti demeden bitmez, o benim namusumdur, ben birakmadan birakamaz, ben
oradayken korkusuna yapamadi, ben yokum diye cesaret aldi, ben olsam o basin
toplantisini yapamazdi" diye efelendi... Sonunda da "Hadi bakalim ben gelince ne yapacak" diye meydan okudu... Milyonlarca izleyici dinledi bunlari... Savcisi, avukati,
hakimi... Bütün Türkiye devletinin resmi kisileri de dinledi, Urfa'li İbo'yu...

Tabii, İbo Türkiye'ye döndügünde "Öyle demedim, böyle dedim, seviyorum da ondan
dedim" diye yan cizmeye  calisacak... Adam alisti artik... Onun gücü yanindaki
yalniz kadinlara yetiyor... Dövüyor, sövüyor, bacaklarindan vurulmalarina neden
olup korkutuyor...

Peki devlet nerede? Benim devlet dedigim, bu türkücünün canli yayindaki telefon
konusmalarindaki tehditlere bakarak bile onu derhal cezalandirmaliydi... O ve onun gibi erkekler ormanda yasamadiklarini anlamaliydilar.
Yazik...

3.Kasim.2004

"KOCAMDIR, DOVER DE SEVER DE!"

 

 

 

Ankara AA   21/10/2004

 

 

 

        Turkiye Nufus ve Saglik Arastirmasi 2003'te, evli kadinlarin fiziksel siddete maruz kalmalarina iliskin tutumlari saptandi. Hacettepe Universitesi Nufus Etutleri Enstitusu, Saglik Bakanligi Ana-Cocuk Sagligi ve Aile Planlamasi Genel Mudurlugu ile isbirligi icinde DPT ve AB'nin finansal katkilariyla gerceklestirilen arastirma, 10 bin 836 hanede, 15-49 yaslari arasinda 8 bin 75 evli kadini kapsiyor.

 

       Arastirmada, evli kadinlarin aile ici siddet bicimlerinden ozellikle fiziksel siddete iliskin tutumlarini ne kadar icsellestirdiklerinin belirlenmesi amaciyla kadinlara, kocanin karisini dovmesini hakli bulup bulmadiklarina iliskin bir dizi soru soruldu.

 

      Kadinlarin yuzde 39'u, "kadinin yemegini yakmasi, kocasina karsilik vermesi, parayi luzumsuz yere harcamasi, cocuklarinin bakimini ihmal etmesi ve cinsel munasebette bulunmayi reddetmesi"  gibi durumlardan en az birini kocanin karisini dovmesi icin hakli bir neden olarak goruyor.

 

      

 

YEMEGI YAKMA DA DAYAK NEDENI

 

 

 

       Verilere gore, evli kadinlarin yuzde 29'u kadinin kocasina karsilik vermesi, yuzde 27si parayi gereksiz yere harcamasi ve yuzde 23u cocuklarin bakimini ihmal etmesi durumunda kocanin karisini dovmesini hakli buluyor. Kadinlarin yuzde 6si yemegi yakmayi  da dayak nedeni olarak kabul ediyor.

 

 

 

       Verilere gore, kirsal alanda yasayan kadinlarin yuzde 57si, belirtilen durumlarin en az biri icin kadinin kocasi tarafindan dovulmesini hakli bulurken, bu oran kentte yasayan kadinlarda yuzde 32ye dusuyor.

 

       Gerek kentte gerekse kirsal alanda yasayan kadinlar arasinda, kadinin kocasina karsilik vermesI dayak konusunda en cok kabul edilen neden sayiliyor.

 

       Doguda yasayan kadinlarin yuzde 49u belirtilen durumlardan en az birini dayak icin hakli bir gerekce olarak goruyor. Bu oran, Istanbul'da en dusuk hesaplanirken, batida yuzde 33, kuzeyde yuzde 36ya dusuyor.

 

       Verilere gore, en az liseyi bitiren kadinlarin bile yuzde 9u, herhangi bir nedenle karinin kocasi tarafindan dovulebilecegini dusunuyor. Hic egitimi olmayan veya cok az egitim gormus kadinlarin 3te 2si yani yuzde 62si kadinin koca dayaginda en az bir nedeni hakli buluyor.

 

 

 

FEMİNA'S OCEAN DER Kİ:   Şiddet kötüdür.Hiçbir haklı gerekçesi yoktur.İnsani değildir.İlkeldir.İş böyleyken, birtakım tuhaf gerekçelerle kendisini döven erkeği haklı gören, “kocamdır, döver de sever de” diyebilen bir kadın sizi de dehşete düşürmez mi?Şiddeti ve uygulayıcısını savunan bir anlayış, nasıl yaratılır, nasıl geliştirilir diye düşünmez misiniz??Gelin birlikte düşünelim.Bu haberleri es geçmeyelim.Erkek egemen sistemin heryerde vahşi izdüşümlerini görelim..

 

 

 

 Sierra Leone: Lezbiyen aktivist öldürüldü    9 .10.2004



Taninmis lezbiyen aktivist FannyAnn Eddy, gece gec saatlerde Sierra Leone Lezbiyen ve Gay Dernegi (Sierra Leone Lesbian and Gay Association - SLLAGA) ofisinde calisiyorken öldürüldü. Bir cok insana gore bu homofobik bir nefret cinayetiydi. 30 yasindaki Eddy, 29 Eylül sabahi ofiste ölü bulundu. Bir önceki gece SLLAGA ofisinde calisirken, iceri zorla giren katil veya katiller tarafindan katledildi.

FannyAnn Eddy, Sierra Leone Lezbiyen ve Gay Dernegini 2002'deki kuruculari arasindaydi. Bu grup, korku dolu bir yeralti topluluguna sosyal ve psikolojik destek sagliyor. Eddy escinsellere yönelik saglik hizmetleri ve insan haklari konusunda ilerleme kaydetmek icin kulis faaliyetleri yürütüyordu.

Nisan'da Cenevre'de düzenlenen BM İnsan Haklari Komisyonu toplantisinda "Bizler sürekli olarak komsularimizin ve diger insanlarin uyguladigi baski ve siddete maruz kaliyoruz. Homofobik saldirilar devlet yetkilileri tarafindan cezasiz birakiliyor ve bu durum gay, lezbiyen, biseksüel ve transeksüel insanlara karsi siddet kullananlari cesaretlendiriryor." demisti. FannyAnn'in katledilmesi bu sözlerinin birebir örnegi olarak gerceklesti. FannyAnn'in anisi 9 yasindaki kizi ve birlikte yasadigi kiz arkadasi ile yasayacak ve Afrika kitasindaki bir cok insan onu cok özleyecek.

                                                          ***

 

Lezbiyen film kriz konusu

 

 

AFP - BOMBAY - Hindistan'da, nadiren gündeme getirilen 'homoseksüelligi' konu alan 'Girlfriend' adli film tartisma yaratti. Filmin Hint kültürüne hakaret ettigini öne süren göstericiler, iki kadinin lezbiyen iliskisini anlatan filmin afislerini yirtip, yönetmen Karan Razan aleyhinde sloganlar atti. Anamuhalefetteki Baharatiya Janata Partisi taraftarlari filmin yasaklanmasi cagrisi yaparken, yönetmen Razan, "Eger filmi begenmiyorlarsa, sansür kuruluna gitsinler, cünkü film onay aldi" dedi. Film, iki lezbiyenden birinin bir erkege âsik olmasi yüzünden digerinin intikamini konu aliyor.

 

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=119397

                                  *****************************************

                                   Ustundag tutuklandi

 

 

30 Eylul 2004 - 12:54 

 

 

 

Eski Halter Milli Takim Antrenoru Mehmet Ustundag, sporcular Aylin Dasdelen, Sibel Simsek ve Sule Sahbaz'a sarkintilik ederek tacizde bulundugu, bazi sporculari evine kapatarak dovdugu, Esma Can adli sporcunun intihar etmesine neden oldugu, basarili olan sporculara verilen odulleri ellerinden aldigi iddialariyla ilgili olarak tutuklandi.

 

Dun sabah saatlerinde ifade vermek icin Ankara Adliyesi'ne gelen Ustundag, Cumhuriyet Savcisi Yusuf Turk tarafindan

 ifadesi alindiktan sonra tutuklanmasi talebiyle Ankara 11. Sulh Ceza Mahkemesi'ne sevkedildi.

 

 

 

Buradaki sorgusunda hakkindaki iddialari reddeden Ustundag'in, Ceza Muhakemleri Usulu Kanunu'nun, “uzerine atili sucun vasfi, mahiyeti, mevcut delil durumu, olayin toplumda infial uyandirmasi ve delillerin karartilmasi suphesi”ni duzenleyen 104. maddesi uyarinca tutuklanmasina karar verildi

  

ERKEGIN CIRKIN YÜZÜ  

 

9.9.2004

 

 

 

Halter milli takimimizin kizlari, antrenorleri Mehmet Ustundag'i "taciz, tecavuz dayaga, paralarina almaktan doping ilaci vermeye" cok agir iddialarla sucladi.

 

Halter milli takiminin eski antrenorlerinden, bugun Mamak Spor Kulubunde cok sayida halterciyi calistiran Mehmet Ustundag hakkindaki sikayet dilekceleri Genclik ve Spor Genel Muduru Mehmet Atalay'a iletildi.

 Dilekcelerde, 20 yasindaki Sibel Simsek ve 22 yasindaki Aylin Dasdelen, antrenorleri Mehmet Ustundag'in kendilerini hem maddi olarak somurdugunu hem de psikolojik acidan "iskenceye maruz biraktigini" one surdu. 26 yasindaki S.S. ise yasadiklarina ve taciz vakalarina iliskin sarsici ayrintilar verdi. S.S. Mehmet Ustundag'in "asansorde bile tacizde bulundugunu" soyleyerek, "psikolojik dengem bozuldu, uc kez intihara tesebbus ettim" dedi.

 

 

 

                                TENEFFUSTE TECAVUZ

 

 

 

                llkögretim ögrencisi erkekler  teneffuste tecavuz etti

 

 

 

 

 

Denizli’nin Beyagac ilcesinde Atatürk ilkögretim okulu.

 

Teneffüs zili caliyor ve herkes cikiyor, bir kiz ögrenci icerde kaliyor.

 

N.S bugün sinif nöbetcisi. Sinifi koruyacak, kimse girmeyecek kalem silgi calinmayacak, okul cantalari karistirilmayacak.

 

Kapida sinif arkadasi üc erkek ögrenci beliriyor.

 

Biri kapiyi tutuyor ikisi N.S.nin üstüne geliyor. Kiz arkadaslarýný tutup yere yatýrýyorlar. Disardaki ögretmen ve ögrenci kalabaligini umursamadan kiz arkadaslarina acimasizca saldiriyorlar.

 

Analarinin kuzusu olan bebeler artik dönüsüme ugramislar . Erkek dünyasinda erkek olmanin geregini yerine getiriyorlar.

 

 Kiz ögrenci acilar icinde, kan icinde, soke olmus!...

 

Kiz ögrenciyi tehdit ettiler

 

Ogrenci erkekler yerde kivranan kiz ögrenciyi tekmeliyorlar sonra.

 

Zil calmadan önce...

 

Eger baskasina söylerse öldüreceklerini söyleyerek tehdit ediyorlar. Bunu bile unutmuyorlar.

 

Sonra... Sonrasini bilmiyoruz.

 

Zil calip ders basladiginda o kiz cocugu ne durumdaydi, agliyor muydu da korkudan gözyaslarini akitamiyordu, ögretmen soru sormusmuydu, o ne cevap vermisti? Bilmiyoruz.

 

En cok kimden korkuyordu o sirada, erkek ögrencilerden mi, duyarsa dayak atacak babasindan mi?

 

 Ya annesi?

 

 Kizinin “namusu kirlendigi icin baba anneyi dövecek miydi, “Ben bu kizi okutmayalim demedim mi lan kari!” diye...

 

 Kiz cocugu kendisi icin, annesi icin, ailenin serefi icin susmak zorundaydi... Sustu... Öfkesini, isyanini, gözyaslarini korkularina gömdü, sustu...

 Ancak, o sussa da fisilti halinde baslayan dedikodular ayyuka cikti ve babanin kulagina gitti. Baba kizini sorguya aldi, zorladi ve sonunda konusturdu. Sonra okul yönetimine ve savciliga gitti.

 

Biz olayi medyada bir günlük, ücüncü sayfa haberi olarak okuduk gectik...

 

 

 

 

 

Ne ilk ne de son

 

Bunun münferit olay olmadigini, okullarda bazi heteroseksüel erkek ögretmenlerin ve erkek ögrencilerin kiz ögrencilere taciz ve tecavüz tehditi yaratarak dolastigini biliyoruz. Egitimin kiyafet, tirnak, sac kontrolunden ibaret sanan zihniyetin elinde olmasi, bu tür olaylarin okul idaresince saklanmasi, Türkiye’de bu vahsetin devam edeceginin göstergesi...

 

 

 15.06.2004

 

http://www.hurriyetim.com.tr/haber/0,,sid~2@tarih~2004-06-15-14-00@nvid~427146,00.asp

 

 

 

ILKOGRETIMDE CINSEL TACIZ

 

 

 

OGRETMENIN OGRENCILERINE CINSEL TACIZDE BULUNDUGU IDDIA EDILIYOR!

 

Denizli’nin Buldan ilçesine bagli Karaköy’de ilkögretim okulu ögrencilerine cinsel tacizde bulundugu iddia edilen müdür vekili tutuklandi.

 

 Karakoy Yukari Mahalle Ilkogretim Okulu'ndaki olay, okullarin acilmasiyla birlikte ortaya cikti.

 

A.B. (10) isimli ogrencinin, ikinci yariyil baslangicinda okula gitmemek icin direnmesi uzerine ailesi, olayin nedenini ogrenmek icin cocugu sikistirdi.

 

 Gozaltina alinan ve sorgulamasinin ardindan adliyeye sevk edilen Ali H, cikarildigi mahkemede tutuklanarak cezaevine gonderildi.

 

 Bunun uzerine kucuk A.B, okulda ogretmenlik ve mudur vekilligi yapan Ali H'nin kendisine, D.A. (10) ve U.D. (8) isimli ogrencilere ogretmenler odasinda cinsel tacizde bulundugunu anlatti.

 

 

 

Bu iddia uzerine aileler jandarmaya giderek, birlestirilmis siniflarda egitim verilen Karakoy Yukari Mahalle Ilkogretim Okulu Mudur Vekili Ali H. hakkinda sikayetci oldu.

 

 

Kaymakamin aciklamasi

 

 

 

Olayla ilgili AA muhabirine aciklama yapan Buldan Kaymakami Bilal Celik, Karakoy Yukari Mahalle Ilkogretim Okulu'nun 23 ogrencisi bulundugunu, Ali H. hakkinda hem idari hem de adli sorusturma acildigini ifade ederek, ''Kendisi halen cezaevindedir. Bu cirkin olay tum boyutlariyla arastirilmaktadir'' dedi.

 

          TECAVUZCUNUN HAK ETTIGI

 

 

 5 YASINDAKI KIZA TECAVUZ EDEN ERKEGIN PENISINI KESTILER!

 

 

 

Guney Afrika’da , 5 yasindaki kiz cocuguna tecavuz eden 26 yasindaki bir erkegin penisi, kizgin cevre sakinleri tarafindan kesildi.

 

 

 Polis, bolge sakinlerinin, Johannesburg kenti yakinlarindaki Mandela Parki'nda ele gecirdikleri tecavuzcuyu, penisini keserek cezalandirdiklarini soyledi.

 

 Penisi kesilen kisinin saglik durumunun kotu oldugu belirtilirken, tecavuze ugrayan kiz cocugunun tedavi altina alindigi ve hayati tehlikesi bulunmadigi kaydedildi.

 

 Guney Afrika, tecavuz vakalarinin en cok oldugu ulkeler arasinda yer aliyor.

 

 

 

 

                                    

  

 

                            

basa dön

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarlar
 Kırmızı
 Turkuaz
 Eflatun
 Diğer Sayfalarımız
 Roman - Hikaye
 Resim Galerisi
 Nostalji
 Astroloji
 Mizah
 Sizden Gelenler
 

 

 Sana Aşığım
 Aşk Arayanlar
 Günah Çıkarma
 Derdini Anlat
 Tartışma Forumu
 Arşiv
 Linkler

 

 

Kostenlose Website erstellt mit Web-Gear

Verantwortlich für den Inhalt dieser Seite ist ausschließlich der Autor dieser Webseite. Verstoß anzeigen